16 Mart 2024 Cumartesi

ENİS BATUR'UN "KAKANİA" ŞİİRİ

Kırkiki yıl önce çekilmiş filim,
değişen bir şey yok o gün bugün:
İtalya çürük kokusu artan leş,
neo puştlarla neo pezevenklerin
her anlamda idare ettiği ülke.
cılkı çıkmış televizyon kanalları
dışarı taşan kanalizasyon hatları,
Signore e signori, buananotte’nin
final sahnesi zamanaşırı sekansı
bütün müflis insan topluluklarının,
ayarı bozulmuş diliyle güyâ konuşan
başkanı dinleyen canlı cenazelerin
yüzlerini, tükenmiş cisimlerini bir
bir tarıyor amansız bir kamera,
pörtlemiş gözbebekleri, salyası akan
dişliz ağızlar, bir elleri sidik torbasını
ötekisi oksijen maskesini tutuyor sırtı
madalya kaplı generallerle süslü sözde
diyanet mensupları ve birden şrak,
şrak, şrrak başlatıyor canlılar
dansını iktidarsız baş muktedir-

ve birden şrak da şrak, enlem ve 
boylam ve takvim değişiyor buzlu canlı
ekranda: Geberme raddesine yakın
yalakalar, dilleri kahverengiye çalmış
danişmendler, jurnalciler, fesliler,
lejyonerler, jelâtin kaplı kadınlar,
hamuduyla götürenler, istifçiler,
kanemiciler, muhbirler, avanta
uğruna analarını satan koltukçusu,
kürsücüsü hep beraber şrak şrak
göt göbek dansında they shoot horses
biribirini çiğneyen, ezen, düzen
gürûh –çal oynasın. İşte bekân
senin bok çukurun cennet mekân.

Bu Çağ Dergisi, S. 1 (Kasım-Aralık 2021), s. 24-25. 

Enis Batur’un, sadece adıyla birden fazla adrese link atan “Kakania” şiiri Bu Çağ dergisinin ilk sayısında (Kasım-Aralık 2021, s. 24-25) yayımlandı. Yaptığı göndermeleri, bugüne transfer edilebilecek telmihleri ayrıntılarıyla ele alacağız. Fakat bundan önce, metnin ilki 21, ikincisi 14 dizlik iki bentten oluştuğunu, öyküleyici anlatımla birlikte müşahit (kamera) anlatım tekniklerinden yararlanıldığını belirtelim. Böyleyken, metnin şiirselliğinin kimi dize sonu ses benzerlikleri ile sağlanmaya çalışıldığını, ayrıca birbiri ardı sıra yinelenen (yığılan) nesnelerin sayım dökümünün de metne akıcılık kattığı söylenebilir. Öyle ki, cümle hâkimiyetinin (anjamban) öne çıktığı kimi yerlerde, ahenk unsurlarının dizeler arası bir geçiş nesnesi olarak kullanıldığını, böylece hem anlam hem de ahenk bakımından bir zenginlik oluşturulduğunu da belirtelim. Şurada olduğu gibi:
madalya kaplı generallerle süslü sözde
diyanet mensupları ve birden şrak,
şrak, şrrak başlatıyor canlılar
dansını iktidarsız baş muktedir” 

Madem bahsettik, adından başlayalım. “Kakania” adlandırması bir kaç alanda karşımıza çıkacaktır. 

Bunlardan ilki, dahası bütün “Kakania”ların kaynağı Orta Avrupa’da, içişlerinde bağımsız olan Avusturya İmparatorluğu ile Macaristan Krallığının oluşturduğu ve Birinci Dünya Savaşı sonunda yıkılan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun gayri resmi adı oluşudur. Dışişleri açısından, Avrupa'nın birçok ülkesinde hüküm süren Habsburg Hanedanı'na mensup tek bir Habsburg imparatoru tarafından yönetilen bu devlet, gayr-i resmi olarak “Kaiserlich-Koniglich” (İmparatorluk Kraliyeti) olarak adlandırılmış ve kısaca “KK” (caca)  şeklinde telaffuz edilmiştir. Bürokratik ve zengin tabakalı bir süreç olarak tanımlanan ve Habsburg Monarşisinin ruh halini yansıtan bu dönem, sonraki zamanlarda pek çok entelektüel ve estetik üretime kaynaklık etmiş; fikir adamı, yazar ve sanatçıların yazı, performans ve eserlerine farklı açılardan yeniden konu olmuştur. 

Gelelim “Kakania”ya bir şekilde atıf yapan üretimlere… Sözgelimi Robert Musil’in Niteliksiz Adamı’nın Kakania ülkesine yönelik göndermeler yaptığı roman üzerinde duran kimi yazarlarca dile getirilmiştir. Sözgelimi, Niteliksiz Adam üzerine bir değerlendirmesi olan Derya Gül, eseri Türkçe’ye kazandıran Ahmet Cemal’den şu aktarımı yapar:“Avusturya- Macaristan İmparatorluğu, Avusturya İmparatorluğu ile Macaristan Krallığı’ndan oluşan bir monarşi niteliğini taşıdığından, resmî adında Kaiserlinch und Koniglich (kısaltılmışı K.u.K) sıfatlarını taşıyordu. Musil, Niteliksiz Adam romanında bu imparatorluk için sıfatların baş harflerinden bir mizah öğesi olarak Kakanien adını türetmiştir. Ben, aynı adı Türkçeye çevirirken, aynı sıfatların Türkçelerinden yararlanarak İmpkralya adını kullandım.” Stefan Jonsson ise “A Cıtızen Of Kakanıa” (Bir Kakania Vatandaşı) başlıklı yazısında konuyu ele alır ve “sosyal bir hiciv” örneği olan romanın 1930’da ilk cildi yayımlandığında The Times Literary Supplement’da şu ifadelerle takdim edildiğini belirtir: “Bu, tamamlandığında, hızla çöküşe giden Habsburg Monarşisinin düzyazı destanı olmalı.”

Bir başka “Kakania” adlandırmasına bir projede rastlıyoruz. 2010’lu yıllarda başlayıp devam eden ve Habsburg döneminin entelektüel ve sanatsal boyutuna atıflar yapan Kakania Projesi’dir bu. Avusturya’nın yanı sıra Londra, Berlin gibi Avrupa'nın diğer başkentlerinde gerçekleştirilen farklı kültür ve sanat hamlesinden oluşan bu proje ile şiir, müzik, felsefe, kurgu, gazetecilik, psikoloji, sanat gibi çeşitli dallarda entelektüel performansların icra edilmesi, böylece Avusturya tarihinin önemli bir çağından ilhamla yeni sentezler oluşması hedeflenmiştir.

Yaptığımız okumalar sırasında Kakania adını taşıyan sanatçılar, sanatçı grupları da karşımıza çıktı. Kakania’nın doğurganlığını gösteren delillerdi bunlar. 
 
Bunların dışında Kakania’nın doğurganlığını daha net yansıtan iki film var ki üzerlerinde ayrıntılı bir şekilde durmazsak Enis Batur’un şiiri hakkında hiçbir şey söyleyemeyiz.
 
“Kakania” adlı ilk film 1989’da Karen Aqua (1954-2011) tarafından yapılmış kısa bir animasyon. 3.55 dakikalık bu film kaos, karmaşa, korku, çığlık, sıkışmışlık, çaresizlik, gerilim, tehdit, saldırı, parçalanma, imdat, dönüşüm, tek tipleşme, başkalaşma gibi çağrışımlarla örülü… Film boyunca, Karlo Tacky'nin bestelediği enerjik bir müzik bahsettiğimiz çağrışımları besliyor. Yayımlandığı 1989’da 4, bir sonraki yıl 5, iki yılda toplam 9 ödül alan, pek çok uluslar arası festivalde gösterilen film şu cümlelerle takdim ediliyor: “Modern şehir yaşamının gerilimi ve kaosuyla kabile toplumlarının ritüelleştirilmiş düzeni arasında kontrast oluşturan, müzik ve görüntünün çarpıcı bir karışımı." Janet Maslin ise şöyle takdim etmiş New York Times’da filmi: "İlkel kabile motifleri ve çatışma ve kavgaya dair keskin, esprili önerilerle dolu, coşkulu bir animasyonlu kısa film."
 
Karen Aqua’nın kısasını seyrettiğimde Enis Batur’un Kakania şiirinde bu şiirden bahsettiğini düşündüm. Fakat şiirin ilk dizesindeki “Kırkiki yıl önce çekilmiş filim,” ve sekizinci dizesindeki “Signore e signori, buananotte’nin” ifadeleri bizi başka bir filme yönlendiriyordu. O filmi izlediğimizde ise kesin ve net bir şekilde bu şiir bir bakıma o filmin dizelere dökümü, dedim. Öyle ki şair adeta oradan el alıp buraya aktarıyor. O filmin İtalya’sını evrenselleştirip yerelimize konumlandırıyor. Bunu nasıl beceriyor, ayrıca göstereceğiz. Öncesinde bir “Kakania” filmi olan 1976 yapımı 105 dakikalık Signore e Signori, Buonanotte (“Bayanlar ve Baylar, İyi Geceler”) filminin dünyasına bir adım atalım: 

Başrol oyuncuları arasında Senta Berger, Adolfo Celi, Vittorio Gassman, Nino Manfredi, Marcello Mastroianni, Ugo Tognazzi, Paolo Villaggio, Felice Andreasi gibi isimlerin yer aldığı filmin yazım ve çekimi bir grup yönetmen tarafından yapılmış: Leonardo Benvenuti, Agenore Incrocci, Furio Scarpelli, Ruggero Maccari, Ettore Scola, Mario Monicelli, Piero De Bernardi, Luigi Magni, Luigi Comencini, Nanni Loy, Ugo Pirro.

1970’ler İtalya’sının sosyal ve politik görünümünün, özellikle de siyaset, ordu, ilahiyat ve medya dünyasının hicvedildiği filmin olay örgüsü 3TG adlı bir TV üzerinden kurgulanır.

Başta çalışanları olmak üzere her bakımdan laçka bir kurum olan 3TG’nin bir günlük haber, reklam, yarışma, tartışma, röportaj, eğlence programları olarak sunulan ve sonuçta tematik bir bütünlük oluşturan epizotların birbirine eklenmesiyle gerçekleştirilen akış grotesk nitelik taşır.

Filmin başlıca epizotları şunlardır: Gianni Agnelli'nin kaçırılması, Herkes İçin Bir Dil (İngilizce Kursu), Bomba, Aynada Bir Şehir, Sinitis Parvulos (Soruşturma), Çocuk Yiyoruz (Röportaj), Hastadan İyileşmeye Kadar (Tartışma), Geri Çekilen General, Müfettiş Tuttumpezzo, Günün Karakteri (Röportaj), Disgraziometre (Sınav), Kutsal Taht, Caryatid Töreni (“Karyatidlerin dansı”).

Bir adam kaçırma olayı filmin ilk ana halkasını oluşturur. Bunu, bir İngilizce kursu çevresinde gelişen ajan savaşları takip eder. Buna göre önce bir Afrika ülkesi büyükelçilik ileri geleni CİA ajanı tarafından öldürülür. Bu ajan rakip ajan olan Kurs hocası tarafından yok edilir. Üçüncü halka güvenlik kuvvetlerinin bir karakolda bomba olduğu ihbarıyla aldatılmaları olayına dayanır. Aldatılan güvenlik güçleri, kitlesel alaya maruz kalmamak için aynı yere gerçek bir bomba yerleştirerek patlatırlar. Sonraki halka bir piskoposun aile kurumunun öneminden bahsetmesini müteakip ailevi hayatı bir hayli kötü olan bir çocuğun balkondan atlayarak intihar etmesi şeklinde gelişir. Bunu, çocuklarla ilgili olarak bir sözde bilim adamının (Alman Prof. Schmidt) TV programındaki konuşması ve çocuk istismarını önlemek için çocukların yenmesini tavsiye etmesi takip eder.   Sonraki halka bir TV tartışma programıdır: Sosyal bir proje için Napoli’nin son dört yöneticisinin bir Napoli modeli etrafında yaptıkları ve modeli parçalamalarıyla sonuçlanan tartışma programıdır bu.
 
Filmin en trajik halkası NATO askerlerinin geçit töreni sırasında gerçekleşir. Tören sırasında tuvalet ihtiyacını gidermek zorunda kalan bir general önce madalyasını klozete düşürür. Bunu almak için mücadele ettikçe başına pek çok rezilâne hal gelir. Bütün bunları gururuna yediremeyen general kendisini öldürür. 

Çocuk, yaşlı ve cüce işçilerin sorunlarının yansıtıldığı, bir polis müfettişinin siyasi bir suçlunun tutuklanmasını rüşvet aldığı için geciktirdiği fakat bu arada bir partinin ortasında zanlının evine gelip ona garsonluk yapmak ve zengin hanımlar için portakal soymak zorunda kaldığı, bir dar gelirli emeklinin maaşından memnun olduğunu söylemesine rağmen “fileto” sözcüğünü duyunca ağladığı olay halkalar filmin akışında önemli yer tutarlar. Bunlara bir TV bilgi yarışması sırasında yarışmacı kabinindeki elektrik kablolarının yanması ve süs ampullerinin patlaması da eklenebilir.

Filmin pek çok yerinde farklı normlarda hicvedilen ilahiyatçılar şu olay halkasında tümden sıfırlanırlar: Papa seçimi söz konusudur ve kardinaller birbirleriyle ölesiye çatışmaktadırlar. Sonunda hasta bir kardinal geçici olarak seçilir. Oysa bu kardinal fırsat kollamaktadır. Nitekim Papa seçilen kardinal sonradan otoriter bir tutumla bütün rakiplerini tutuklatıp öldürür. Bu halkayı cumhurbaşkanı, kardinaller, generaller, yargıçlar gibi devletin yüksek temsilcilerinin katıldığı bir tören takip eder. Filmin finalini hazırlayan bu sahne büyük bir mekânda geçer. Önce bir mahkeme başkanı hiçbir şey anlaşılmayan absürt bir konuşma yapar. Devamında yaşlı, hasta ve her bakımdan çökmüş bu yüksek devlet erkanı birdenbire bir dans ve şenlik ortamına geçerler. (“Napoliten bir tarantellaya dönüşürler.”)

Film, sunucu Paulo T. Fiume ile genç asistanın aşk ilişkileri ve  ikisinin “Bayanlar ve baylar, iyi geceler.” diyerek TV günlük yayınını sonlandırmaları ile biter.

Olay örgüsünü oluşturan hemen her bir halkasıyla toplumsal bir sorun, çelişki ve travmayı yansıtıp eleştiren film İtalyan hiciv sinemasının en önemli ve cesur örnekleri arasında gösterilir.

ve birden şrak da şrak, enlem ve 
boylam ve takvim değişiyor buzlu canlı
ekranda:…

İşte Enis Batur, 1970’lerin İtalya’sını bugünün Türkiye’siyle bu film bağlamında özdeşleştirerek söylüyor söyleyeceğini. Böylece bir şairin çağının tanıklığını her halükârda yapabileceğini, gerçeğe dair sözünü bir şekilde söyleyebileceğini gösteriyor. 

Öte yandan şiirin oluşum, anlama ve anlamlandırma süreçlerinde kültürel alt yapının ne kadar önemli olduğunu göstermiş oluyor.

Şimdi başa dönüp şiiri tekrar okuyabilirsiniz. 
KAYNAKLAR:
Enis Batur, “Kakania”, Bu Çağ Dergisi, S. 1 (Kasım-Aralık 2021), s. 24-25. 
http://karenaqua.com/kakania.html
http://www.theenemiesproject.com/kakania
https://gaiadergi.com/niteliksiz-adam-uzerine/  (Niteliksiz Adam Üzerine, Derya Gül, 21 Ekim 2021) 
https://it.wikipedia.org/wiki/Signore_e_signori,_buonanotte
https://musilreader.wordpress.com/tag/kakania/
https://newleftreview.org/issues/ii27/articles/stefan-jonsson-a-citizen-of-kakania   (Stefan Jonsson, “A Cıtızen Of Kakanıa”)
https://www.dailymotion.com/video/x8mgr89 (“Bayanlar ve Baylar, İyi Geceler” filmi)
https://www.youtube.com/playlist?list=PLdVHJ6TAurWDz9eboTjlsnlL-3HQ1wScu
https://www.youtube.com/watch?v=IS3ZZzQy93Q 
https://www.youtube.com/watch?v=wyiawJv84Iw (“Kakania” kısa filmi)
https://www.youtube.com/watch?v=yB4c3rflgO8 (“Kakania” kısa filmi) 

Bu serinin diğer yazılarını okumak istiyorsanız tıklayınız

Hiç yorum yok: