ÖLÜ DİRİ
tozları
sayıyor
zıplıyor
oradan oraya
genç
kuşların yüreklerini yokluyor
basit
sözcükleri kanatlandırıp
köprüler
kurduruyor…
ve,
ay! mutsuzluk,
demişti
hep de, o kadar
çok
ve arsız ki
bu
ayrık otu… burada.
merhaba!
kaç saat!?
bükülmelersiz
bıçak yüreğini
kuşkulu,
sorgular dolu
beyniyle
bilerken:
İLERLİYOR,
bulutlara varacakmış.
vardıydı
da ayrıca, ilerlemişti ÇÜNKÜ.
ama
şimdi, orada, şurada
ölü,
diri, öylecene: DURMAKSIZIN
(İzmir,
1988)
ÖLÜ DİRİ/blogKİTAP'ın tamamını okumak için tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder