Cevat Akkanat, son yıllarda peş peşe yayımladığı şiir kitapları ile öne çıkıyor. İşte birkaçı: Hasılı Memlekette, Post Ah, Gülümse Kulübü, Şanlı Şarkı, Kabuk, Lirik Paramparça, Kovgun İsa Türküsü ve O Halde İsyan…
Denilir ki, şair yaşadığı çağın
olumsuzluklarına muhalif olandır. Dara düşenin, zulme uğrayanın, mazlumun
çığlığına kulak kesilip sesine ses olmaktır şairlik.
Şairin düsturu olmalı olumsuzluklarla
mücadele etmek.
Kelimeleri eğip bükmeden ama usulca ve
yerinde kullanarak, düşüncesini damıtarak aktarmalı şair.
Denizlerden, ağaçlardan, kuşlardan ve aşktan
da bahsetmeli. Coğrafyasının iyi ve kötü yönlerinden de.
Dümen suyuna göre gitmemeli egemenin; bildiklerini
daima dosdoğru söylemeli, çatır çatır. Geçmişten ve gelecekten
dersler/çıkarımlar yapmalı.
Şair; her bakımdan ezber bozandır aynı
zamanda.
Şair, şiirin peşinde yılmadan, yorulmadan
mütemadiyen koşan adamdır. Tarihe ışık tutandır.
Dertlenen, sorunları kendine iş edinendir.
Bu minval üzerine son dönemde yayımladığı
şiir kitapları ile dikkatleri çeken şair Cevat Akkanat, KDY’den yayımlanan 15.
Kitabı olan O Halde İsyan ile toplumdaki çarpıklıkları, kamu rejimindeki
olumsuzlukları ve toplum ve kanaat önderlerinin nahoş davranışlarını yoğun bir
şekilde eleştiren şair; mazluma da ses olmaktadır.
Sessiz yığınların sesini duyurmaya çalışan
şair:
“halkın
sessiz
çığlığı
…
ankara duy bunu” (s.10) diyerek feryat
etmektedir.
“Başkent Jandarma Karakolu” adlı şiirinde
de başkentte seslenerek:
“başkent
niye küçüldün sen böyle
…
zalim diyorlar sana
ahaliye zulmediyorsun” (s. 11)
Zalime ve kötü egemenlere karşı
mazlumların yanında yer alarak kararlı bir duruş sergilemiştir. Yanlışlara,
haksızlıklara, olumsuzluklara, kötülüklere karşı halk kesimlerinin sözcülüğüne
soyunmuş, onların hakkını arama temsilciliğine adanmış bir duruşu sahiplenmiştir.
Şair özellikle zulmün payidar
olamayacağına vurgu yaparak:
“aklın
varsa vazgeç zulümden başkent” (s. 12) der.
Bir taraftan bir zamanlar Mamak cezaevinde
yaşanan olumsuzluklara dikkat çekerken, bugün Mamak’ın türkülerde kaldığına
işaret ederek yerini Sincan’a terk ettiğine atıfta bulunur:
“mamak türküsü’ydü bir zamanlar öldü
oldu adı özgürlüğün sincan şimdi’” (s. 15)
“Tekerrür Türkiye” başlıklı şiirinde
Türkiye tarihinde yaşananları özetler:
“…
istiklal savaşı neymiş ki yaşasın
istiklal mahkemesi daha kanlısı
ilk değil katakulli altmışların başında
mizaha beş çeker bebek köpek davası
yetmişleri yaşadık ağır aksak çocukluk
savdığımız bir bela 71 muhtırası
okumuş cahilleri asmalıydı darbe-gû
suratımıza indi bir sağdan bir soldan
sopası
doksanları sormayın bin yıllık zulüm
el ele kırdığımız başörtüsü kotası
milenyumda türkiye yeni vesayet çağı
balyoz idi evveli yedik “bylok zokası”
ne afrin tafrası ne soçi uzlaşması
“tarih” demişti âkif: “hiç ibret alınsaydı”… (s. 16)
Şu dizelerde ise muktedirlerle halk
arasında yaşanan derin uçurum ve örülen kalın duvarlara vurgu yapar şair:
“demir kazıklar çakılı
duvarların üzerleri
tel örgüler gerili
yargıçların evleri” (s. 24)
Şairlerin görevlerini vurguladığı bir şiirinde
ise şöyle der:
“şairler için işte şık
bomba olmalı canlı
söz bombası pek tabii
geri bildirim topları…” (s. 35)
Kitapta yer alan toplam 46 şiiri iki ana
başlık altında toplamış Akkanat. Birinci bölüm “Devlet Tiyatrosu” adını taşıyor
ve 25 şiiri içeriyor. “Epik Sinema” adlı bölümde ise 21 şiir yer alıyor.
O Halde İsyan diri şiirlerle örülü. İşte
onlardan birisinde şöyle diyor şair:
“adımlarınız yeri
göğü inletmeli
korkunun solsun
bet benzi
kaplasın şarkınız
başkentleri
sesiniz Sakarya’yı
yeniden gürletmeli” (s.
Gerilim, baskı, zulüm ticaretinden zehir ikram edenlere karşı diri duruşu yüklenmek istiyor musunuz? İşte O Halde İsyan bu duruşu yüklüyor…
(O
Halde İsyan, Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık, İst., 2023)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder