Post Ah, son dönemde peş peşe yayımladığı şiir kitapları ile şaşırtıcı bir performans sergileyen Cevat Akkanat’ın 2017-2021 yıllarında yazdığı şiirlerden seçerek oluşturduğu bir kitap…
Başka kitapları da var aynı dönemi kapsayan: Hâsılı Memlekette, Şanlı Şarkı, Gülümse Kulübü ve Kabuk… Post Ah, Kabuk’tan önce, Kasım 2021’de Şanlı Şarkı ve Gülümse Kulübü ile aynı ayda yayımlanmış. Post Ah’ı diğerlerinden ayıran temel fark; bütün şiirlerin hece ölçüsü ile yazılmış olması.
Şair adını andığımız bu beş kitabında mevcut sosyal durumlardan şikâyetlerini, onlara yönelik eleştirilerini, sitemlerini ve ihtarlarını dile getiriyor. Bu minvalde, zulme, haksızlığa, adaletsizliğe, değersizleştirilen değerlere velhasıl tüm olumsuzluklara karşı yüksek sesle; serzenişini, ihtarını ve kabullenemeyişini dile getirmekten geri durmuyor.
Geriye dönüp baktığımızda kralların, padişahların soytarıları, dalkavukları olurdu. Ve bunlar için kadro tahsis edilmişti. Kralları, yöneticileri eğlendirmek, yağ çekmek, dalkavukluk yapmak onların asli görevleriydi. Sanki şöyle bir mesaj taşıyordu bu kadro ihdası: “Kimsenin dalkavukluk, soytarılık yaparak yönetime yanaşmasına gerek yok. Bu işi yapan ve meslekleri bu iş olan kimseler var. Bırakın onlar işini yapsınlar.”
Zaman içinde iktidar ve güç insanların dikkatini celp etmiş ve nefsani hamasetler mevcut yönetim, güç ve makama karşı bağlılıklarını dile getiren bir zümre oluşmuş ve olağanlaşmış. Bu durum aynı zamanda iktidar ve güç sahiplerinin nefsini okşamış. “Senden daha büyük daha azametlisi yok.” sözleri her şeyin önüne geçmiş. Ve yozlaşma da oradan başlamıştır.
Adalet ile hükmetmek, liyakat ve değerler böylece yozlaşmış, tarih sürecinde mahalli deyimle “tırşıkçı” /dalkavuklar peyda olmuş, mevcut iktidar etrafında seğirmeye başlamışlar. Mevcut iktidar etrafında fır dönüp her türlü taklayı atmayı meşru görmüşlerdir. Bugün “trol” olarak ifade edilen bu “tırşıkçı” takımı kendi çıkarlarını her şeyin ve değerin üzerinde görmekte. Liyakat, adalet hak getire bunların kitabında. Ne yazık ki iktidardaki güçler de bu dalkavuklardan, atılan taklalardan, dizilen methiyeler ve güzel sözlerden tüm toplumun o şekilde düşündüğünü bilerek veya bilmeyerek kendilerinin yaptığı her şeyin güzel, kendilerinin de dokunulmaz ve vazgeçilmez olduğunu düşünürler.
Bu durumdan rahatsız olur şair… Şiirden oklar atar… Şairin attığı oklar hedefteki sinelere saplanır mı bilinmez? Bildiğimiz, şairin yapacağını yapmış olarak karşımıza çıkıyor olması.
Akkanat, Post Ah’ı “İnsan Mikrofonu” ve “Post Ah” başlıklı iki bölüme ayırmış ve 48 şiire yer vermiş. Şimdi dilerseniz Post Ah’tan bazı bölümlere göz atalım:
“Yusuf’un kuyusu kıssasına sen
Vaktiyle girip çıkmıştın hani
Kalmamış kalbinde hiçbir sızısı
Sanırım vicdanın iblisin eli” (s.10)
“Hakikat şu Müslim hasta
Ankara’da yas ayazı” (s.11)
“Çevrendeki adamların
Her bireri tüfek sanki
Dillerine verip mermi
Olmuşlar hep yaman yanki” (s.13)
“Ordu senin kurgu senin
Tankı halka çevirmişsin
Zulüm ile can almışsın
Memleketin kara hini.” (s.14)
“Filistin arakan mangalda küldür
Görmezler zulmü gözlerinin önünde” (s.15)
“Yiyince zılgıtı sen
Dersin rabbin sopası” (s.19)
“Havuz şairlerini alalım mı ciddiye” (s. 28)
“Kalbimde Ankara yaralı yama
…
Ölüydü ankara kankara şimdi.”(s. 52)
“Şimdi bütün nefrettim
Zulmünle etti nikah” (s. 53)
Yazımızı kitabın arka kapağında yer alan: “Post Ah’ın hedefinde olmadan okuru olmak her bakımdan bahtiyarlıktır.” Cümlesi ile bitirelim.
Post Ah, Cevat Akkanat, KDY, İst. 2021, 64 s.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder