12 Kasım 2018 Pazartesi

ASKIDAKİ ŞİİR / Ekim 2018


Bu ay dikkatimizi çeken şiirler arasında Türk Dili dergisinde Gülnaz Moninova’nın “Hafta” ve Muhammed Yakubi’nin “Evim” adlı metinlerini en başta zikretmek istiyorum. Bu kısa şiirlerden “Hafta”, haftanın günlerine yönelik özlü teşbih ve teşhislerle sevimli bir hüznü ihtiva ediyor. “Evim” ise, rüya içre tecrit edilmiş evden bir dünyayı sunuyor bize…

Üç aylık Şarkî dergisinin bir arada yayımlanan 6-7. Sayısında Burak Tokcan’ın “Uğultu” adlı şiiri kelime tasarrufu, özlü anlatımı ve mecaz diline hâkimiyeti itibariyle dikkat çekiyor. Aynı dergide Güler Kalem’in “Urgan İlmeği”, Ömer Hatunoğlu’nun “Zamanın Uzağında” şiirleri taşıdıkları zihniyet unsurları bakımından ilgimizi çekti.

Üvercinka dergisinde Şükrü Çiftçi’nin “İki Nehir Arası” şiiri de gerek göndermeleri gerekse şiirsel sözdizimine verdiği önem açısından kayıt altına alınmalıdır.

Ekim’de ilk sayısı yayımlanan iki aylık Kanon 2010 dergisinde Eray Sarıçam’ın “Savunma” şiirini zamanımızın kimi sosyal meselelerine yönelik göndermeleri bağlamında okuyoruz. Aytaç Ars’ın “Bol Ç’li bir Uçkur Çukuru” ve Mert Mevlüt Gökçe’nin “İlişkin Detaylar” adlı şiirleri de keza aynı gerekçelerle dikkatimizden kaçmıyor.

İtibar’da Mehmet Narlı’nın “Özler” şiirini iç dünyamıza verdiği kederli ferahlıktan ötürü sevdim. Örgüsü de iyi yapılmış bu metni koynunuzda taşıyıp arada bir okuyabilirsiniz…

Yedi İklim dergisinde Abdullah Yalın Karadağ’ın “Hastalık” başlıklı şiiri de güncel göndermeler çerçevesinde iyi dizeler ihtiva ediyor. Mim koyma sebebimiz aslen bu…

Bütün bunlardan sonra, gelelim bu ay askıya çıkaracağımız şiire. Bu, Yedi İklim’de, Hikmet Dündar’ın “Yorgun” şiiridir. “Yorgun”u, şiir işçiliğini hem dil hem de biçim bakımından ustaca gerçekleştirdiği için askıya çıkarıyorum. Buyrun, okuyalım:



YORGUN

Hepinizi dinleyeceğim önce sessizlik
Şakaklarımın ağrısına mermi süreyim
Kendi iliğimden dokudum bu kilim kesik
Yıkılmış eyvanımın neresine sereyim

Topuğumda sızıyla kapaklandığım dünya
Denizleri dehleyen yangınımı suvarmaz
Kalbimiz kuş kalbi heyhat! kanatları katran
Taşlardan kaynayan su kanatlarımı yumaz

Kürtüklerin altında ığıl ığıl nehirler
Kasvetin enediği şehirlerden kaçıyor
Bizim de heybemiz hazır şikâyetimiz yok
Lakin zamansız ölüyoruz güzel durmuyor

Hiç yorum yok: