
Yüksek Lisansını Gelenek ve
İkinci Yeni Şiiri başlıklı tezle tamamlayan Cevat Akkanat, karakteri gereği
polemiksever bir şair/yazar olarak bilinir edebiyat dünyamızda.
Daha çok Kara Oyun, Güz
Klâsiği, Sen Bir Sevda Ağacısın Türküler Büyütür Yüzün, Tan Tan Traska!, Hüzn ü
Aşk ve Korku Islığı adlı şiir kitaplarıyla tanınan Akkanat’ın Gelenek ve
İkinci Yeni Şiiri, Edebiyat Hayat Memat, İlhan Berk’in Haşeması, Şiirin İpek
Sesi, Şiirin Şiddeti, Köpekler Lügati ve Deneme Tahtası adlı deneme, inceleme
ve eleştiri kitaplarının yanında bir çok derleme ve antoloji çalışmalarının
olduğunu biliyoruz.
Şi’r-Pençe’de yer alan toplam
31 yazının ilkinin başlığı, ‘Şiir Tenkidi Geleneği’ adını taşıyor. Şiir
eleştirmenlerinin geniş bir dökümünün yapıldığı bu yazı, eleştiri alanında
çalışma yapanlara, özellikle de genç araştırmacılara hayli faydalı
olacaktır.
Merkezin Şiirsizlik
HâliMerkezî Türk Şiirinde Trajedi‘Reprodüksiyonlar Dönemi’ Türk Şiiri ve ‘Reprodüksiyonlar Dönemi’ Türk Şiiri
başlıklı yazıdan kısa bir bölüm alıntılıyorum: “Yasir, andığımız son
yazısında, Atlılar dergisinde süreğen bir tema olarak işlenen “Neo-Epik Şiir”
üzerine yöneliyor. Sanki Metin Önal Mengüşoğlu’nun aynı ay içinde Taşra
Edebiyat dergisinde (3. Sayı, s. 14-17) yayımlanan “Genç Türk Şiiri Neden
Korkuyor?” başlıklı yazısında kendisine verdiği bazı öğütleri
hissetmişçesine... Hatırlarsak, bu öğütlerden birisi şöyleydi: “... Atlılar
dergisinin herhangi bir sayısındaki şiir denilen metinleri incelesin bir de.
Bunu yapacağına yanlış anlamıyorsam onlarla birlik olup Nurullah Genç’i
taşlamak istiyor ki bence bu durum şık durmuyor.”
Mengüşoğlu’nun dile
getirdiği Atlılar’la ‘birlik ol’ma tavrı Mustafa Yasir’in “Neo-Epik Üzerine”
başlıklı yazısında da sürüyor. Hatta bu ‘birlik’teliğe yazdığı dergiyi de ortak
ediyor: “... Kırklar’ın ve Atlılar’ın aynı kulvarda ilerleyen değil, aynı
stadın içindeki başka sahalarda top koşturan iki dergi olduğunu da belirtmeden
geçmeyeyim.” Yazının sonlarına doğru kullanılan bu ifadenin içindeki mesaj,
aslında bütün yazıya sinmiş durumdadır.” ( Sahi, Mustafa Yasir nerelerde
şimdi? Her dönemde, özellikle de 90’lı yıllarda parlatılan çoğu şair nerelerde?
Hiçbirinin esamisi bile okunmuyor şimdilerde! İE).
Niteliksiz Şiir Tutumları
Paneli başlıklı yazısında da, “Bursa’da 25 Ekim 2008 günü düzenlenen “Şiirimizin
Son Otuz Yılı” başlıklı panele Osman Özbahçe’nin başkanlığında Enis Akın, Hakan
Şarkdemir ve Murat Üstübal katıldılar. Yücel Kayıran ile Serkan Işın ise adları
daha önceden ilan edildiği halde katılmadılar.” dedikten sonra sırayla
panelistlerin konuşmalarından cümleler aktarıyor ve devam ediyor Akkanat: “Oturum
başkanına geldi sıra. Osman Özbahçe’nin notunu da zayıf vereceğim. Zira
sergilediği performans kötüydü. Konuşmacılara gerekli hallerde müdahale etmedi.
Zamanı iyi kullanamadı. Konuşma aralarında ve panel sonunda toparlayıcı
olamadı. Paneli foruma dönüştürmek için herhangi bir çaba sarf etmedi. Bir de
şunu söyledi: “Postmodern Türk Şiiri Google’da arandığında sıfır çıkıyor!” Aman
Allah’ım!
Yazımı bitirirken bir
noktayı aydınlatayım: Bu kadar itirazım vardı da niye panel ortamında dile
getirmedim? Birincisi buna müsaade edilmedi. Ayrıca edilseydi de o ortamı
farklı boyutlara taşımaktan çekinecektik. Bu ikinci husus tahmin ediyorum ki
sadece benim düşüncem değil. Dinleyiciler arasında bulunan ev sahibi şairler ve
edebiyat akademisyenleri –üstelik yok sayılmalarına rağmen- sanırım yine
aynı sebeple, hamiyetli bir tutum sergilediler ve dinleyip geçtiler…”
Cahit Koytak, Metin Önal
Mengüşoğlu, Ahmet Oktay, Cahit Yeşilyurt, Nureddin Durman, Hüseyin Avnî, Müslim
Çelik, Mehmet Yaşın, Ahmet Telli, Osman Özbahçe, Hakan Arslanbenzer,
Murat Menteş, Lale Müldür, Sina Akyol, Ahmet Ada, Orhan Duru, Nevzat
Çelik, Yılmaz Odabaşı, Refik Durbaş, Özdemir İnce, Roni Margulies, Seyyit
Nezir, Hilmi Yavuz, Haşmet Babaoğlu, Mehmet H. Doğan, Hakan Şarkdemir,
Mustafa Yasir, Veysel Çolak, Ülkü Tamer, Abdulkadir Budak, Ataol Behramoğlu,
Salih Bolat, Fahrettin Koyuncu, Can Bahadır Yüce, Enis Akın ve Murat Üstübal
gibi şair ve yazarlarla ilgili çok önemli değerlendirmelerin yer aldığı Şi’r-Pençe
edebiyat dünyamızda hayli ses getireceğe benziyor.
Yazımı, kitabın arka
kapağında yer alan yazıyla bitirmek istiyorum: “Şi’r-Pençe Cevat Akkanat’ın,
bir kaçı hariç, vaktiyle Can Siirt imzasıyla yazdığı yazılar toplamı.
Eleştirel bir yol, yordam,
yöntem, usul gözetilerek oluşturulmuş bir kitap.
Daha çok çağının uluorta
(kanonik) eserleri üzerinden yol alıyor. Şiirler, şiir kitapları, dergiler,
yıllıklar, antoloji ve seçkiler. Tabii bütün bunlarla birlikte, şairler.
Böylece, oluş halindeki bir şiirin gidişatına müdahale ediliyor.
Bu yönüyle kitap, genel
olarak 2000’li yılların şiirine ve şiir sorunlarına dair eleştirel tespitler
içeriyor. Söz konusu tespitler bağlamında güncel şiirin arka plânı çıkarılmış
oluyor.
Kitapta şiirle bağlaşıklık
oluşturan anahtar kavramlar arasında, -haydi alfabetik bir sıralamaya tabi
tutalım- ahenk, bağdaştırma, denge, estetik, etkilenme, gelenek, intihal,
ontoloji, ölçü, öykünme, ritim, ses, siyaset, söylem, tefekkür, tektiplilik,
toplumsallık, yabancılık, yerlilik, zihniyet… yer almaktadır.
Ve bütün bunlarla
birlikte, yazarın -kimilerini rahatsız eden- olağanüstü dinamik dili.”
*Şi’r-Pençe’deki yazıların
pek çoğunu o yazmıştı.”
[ Şi’r-Pençe, Poetik/Polemik,
Cevat Akkanat, 144 sayfa, SR Yayınları, Nisan 2020, Ankara ]
Bu yazı ilk kez BİRNOKTA Dergisinin 222. (Temmuz 2020) sayısında (s. 28-29) yayımlanmıştır.
Bu yazı ilk kez BİRNOKTA Dergisinin 222. (Temmuz 2020) sayısında (s. 28-29) yayımlanmıştır.
1 yorum:
İbrahim Bey güzel bir yazı olmuş tebrikler. Maşallah
Yorum Gönder