Issızlık odanızın kırk kapısı kilitli. Büyünün gizli gücü değil ağyar. Mutluluk sizinkini. Doruktaki huzur. Esenlik. Esriklik dört köşesi. Uzun bir yolcu var içinizde. Sırılsıklam mucizelere gömülmüş. Bir bakıma cüsseli haliniz. Devleşmeniz.
Kutsal bir metnin yolcusu içinizdeki o. Sadece söz konusu metne ve metnin uygulayıcı önderine göre yön alıyor.
Zamanı delip geçiyor ve bütün engelleri, setleri.
Ateşin ortasına düşen odunun can havliyle yanıyor kalb. Can atıyor ülkesi.
Istırabın hâmisi; mustarip, mustazaf.
Bir kükreyişi kolluyor. Ufukta görülen sonsuz telaş bir ipucu.
Kayıp giden yıldızların ışığı söndü. Bütün ışıklar geçici. Bütün ışıklar sahte. Onun ışığı hariç. Hakikatin ışığı, bir’in ışığı, tek ışık, o ışık.
İşte o aydınlığa giden yol. Sürekli uçarı, gönendiren bir kuş kanadı, coşkunluklar ırmağı.
Fırtınalara vurulmuş, aşıyor engebeleri. Tel örgüler, silahların gölgesi, giyotin ve füze krallıkları çöküyor.
Şavk saçılan bir evren. Yaralar ve sayrılıklar sağaldı. İnsanın ve eşhâsın göynüğü gönlü.
Zafer sarnıçları dolup taşıyor. Tahterevalli sükun üzre yürüyor.
Ayaklar sağlamdır. Kutlu toprak güvenli. Omuzlar ve kardeşliğin tılsımıyla sürtünüyor birbirine. Zincirleme bir sevinçtir havada uçan kuşların yelkenli hâli.
Kilitler bir bir açılıyor sonra, kırk birinci kapı özgürlük kapısı.
Işık süzüldü. Sancak salındı. Gök has rengine büründü.
Rüya pırlanta.
Bu metin 1990'lı yıllarda yazıldı. Şiirin Şiddeti (Okur Yay., İst., 2015) adlı kitabımda yayımlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder