23 Mayıs 2021 Pazar

ÖLÜ DİRİ-5

senin için düştüm bu yola
yollarında yazmaya başladım hâlimi sana
(zorunlu bir açıklama!)
gerçekçilik değil mi canım istediğin.
bunda karar kılmamış mıydın?
benim ne yapmam, nasıl yapmam gerektiğini
böyle bir kuramla dökmemiş miydin ortaya?
güncenize yazdınız bu sanatsal çelişkiyi, kendinizle.
ardından: buldu işte yazın eleştirmenleri
çözümlemelerine yardımcı olacak düğümü!
yollarda yazılan yazılar ve yazarı!
ve sen, benim kuramcım olan sen,
bakalım sahip çıkacak mısın
kılgısalcına, bana?

dışınız çelişkisiz, siz çelişkiler yumağı.

başınızda büyük bir holdingin eski bir danışmanı.
onun da başında daha büyük bir holdingin sahibi.
zincirleme.
ve sen. senlerden oluşan yığın. yığınlar.
haydi, gidiniz hepiniz, sevaba girer,
günahlarınızdan arınırsınız, ellerinden öpünüz. 

sonra sen, kendin, bir sigara yak.
günahsızlık onuruna. ve gir bir patikaya.
mısralar ve yaldızlar pırıl pırıl gülüyor sana.
artık istediğin bildirileri dağıtabilirsin ortalığa.

tanrıya inan ve itaat et.
kapak ol gazetelerle dergilere.
çağının posteri ol!

ambarlar ve bitler…
kepaze incir ağaçları,
ayların onursuz ve uğursuz günleri!

siz, hiçbir zaman katılmamıştınız kavgalara.
biliyordunuz, ya da,
size öyle bildirilmişti.
kavgalara katılmak,
soluksuz solup kalmaktı.
öyleyse, karnınız doysa yeterdi.
tüm güçsüzlüğünüzle
karnınızı doyurmaya çalışacaktınız.
güçlüler mi?
öyle ya, ölü eşek ruhluydular onlar.
boğuverecektiniz uzansanız.

dediniz:
boşvermemeli savaşeri.
durmalı ayakta her konumda.
tetik olmalı.
savaşmalı savaşeri.
ama sadece:
dediniz.

size bir ozan gerekti. 
kentin pazar alanı.
kentlerin pazar alanları
şey’leşmişlik.
bir öğrenci: simge.
kendi şey’liği için: çırılçıplak.
dökülmüş saçları.
ipince. hafif:
alın, durmayın, ‘ben’ yok!
alın ‘yok’u da, ama dikkat!
girebilirim bu halimle de,
kasalarınıza, değil kıçlarınıza!

direnmek. kime? neye? nasıl?
yani direnilecek o kadar çok şey vardı ki
sizin için karşı kıyılarda,
ne olduklarını bile bilmediğiniz.
bunun yanında,
direnmenin yol ve yöntemini
ne demeli
saptayamadınız!

şirin bir çocuktum o sıralar ben.
şirin, haylaz bir çocuktum.

yaz demeden kış demeden ağaç sökelim--- loy
yaz demeden kış demeden ağaç sökelim çağı!

(sökülüyordunuz. kökünüz kazınıp kurutulacaktı.
kışın yenilirlerdendiniz. kıştı. kış. kış çağ!)

ÖLÜ DİRİ/blogKİTAP'ın tamamını okumak için tıklayınız.

Hiç yorum yok: