25 Mayıs 2021 Salı

ÖLÜ DİRİ-6

yetişemiyordunuz işte.

kendinizi anlatmak sanki çok gerekliymişçesine,

kendinizi anlatmaya çabalıyorsunuz.

yetişemiyordunuz işte.

her şeyde ve kendinizi anlatmakta

ve sıyrılamayınca da…

bana tanım olabilecek bir roman,

bir şarkı, bir şiir… yok mu?

ama eksik kalacaktı anlatılmışlığınız yine de.

ve burada doyumsuz bir siz vardınız.

 

umutsuzluğunuzu yenecek,

umutsuzluğunuza umar bulacaktınız:

ah! ah! ah! karıncalar.

mevsimi değil.

üşürsünüz.

yıkanır kuytulara saklanmışlığınız,

üşür ısınmışlığınız.

böyle kaldı işte sizdeki

bu sürgit mutsuzluk.

 

al sana, bir resim.

bu resimde sen varsın.

elma’sın.

kendi elimle çizdim.

mavi bir sonsuzluk

ve bu sonsuzluğun göbeğinde sonsuz

bir sen.

 

ve bir kırgınlık arasıra:

siz’leştiniz arkadaş!

siz’leştiniz ve size yazmam gereksizdi!

 

ya da bir itiraf mektubu ve

bunun sonundaki şiir:

 ………………..

                        iyi bir şey değil ama,

                        ne yapalım? iyi bir şey

                        değil, biliyorum

                        hoşça kal,

                        suç bu, suç, benim suçum.

 

 

            (Sizin İçin Bir Ara Tanım-Çalıntı)

           

imgeler, ulu kavramlar, ulu varlıklar, kuşkular,

güvensizlikler, bağlar yalnız kalmış bireyin idealist,

tinsel sözedökümleridir;

karmaşık bir yapıya bürünmüş zincirlerin,

kısıtlamaların belirtisidir.

ne ki, tüm bunların içinde

yaşam üretim biçimi ve onunla birlikte…  eee…

evet, kendi yolunda giderlerdi.

 

size bir ozan gerekti.

 

öyle bir çağ işte.

başlıyıvermişti birden bire tepenizde.

beyninizde. bedeninizde.

elinizde değildi o çağı önlemek, diyelim ki.

peki. ya o, dursuz duraksız, bazen ses,

bazen eylemle, buyruk üstüne buyruk

bağışlayan size,

çağ kurucularının dediklerini

yerine getirme?

 

sizin çağınızdı.

yaşadığınız.

dışınız çelişkisiz, siz çelişkiler yumağı.

 

anımsar mısın son yazdığın mektubu elma?

soruyordun.

ünlem işaretleriyle dolu mektubun.

niçin böylesin alla’şkına?

çıldırtıyorsun insanı!

 

betimlemelersiz çağın:

ne gerek var ki betimlemelere,

çıplaklık betimlense

gene çıplaklık çıkmaz mı görüntüye?

sizin kuramınızdı bu da.

 

oynardık biz

çifte

telli oynardık.

çoktuk biz

çocuktuk.

dünya bizim, yer bizim, gök bizimdi.

evler kurar, evlenirdik,

çocuklarımız olurdu bizim.

çok

çocuktuk biz.

öldürdüler bizi.

ÖLÜ DİRİ/blogKİTAP'ın tamamını okumak için tıklayınız.

Hiç yorum yok: