9 Mayıs 2021 Pazar

İTİBAR DERGİSİNİN 75. SAYISI ŞİİRLERİ BAĞLAMINDA

13 Aralık 2017 itibariyle İtibar’ın Aralık sayısı şiirlerini okuyup bitirdim. Fatma Özkaya, Ali K. Metin, Muhammed Mücahit Yılmaz, Enes Budancanak (Dergide ‘Budancamanak’ diye yazılmış ama mezar başı tahtasında ‘Budancanak’.), Rabia Gelincik, Zeynep Tuğçe Karadağ, Merve Erkovan, Zülal Sema, Kenan Yusuf Taşkın şiirlerinden birer ikişer yahut üçer beşer dize çizdiğim şairler, şaireler…

Cengizhan Konuş ile Orhan Özekinci ise yekpare eserlere imza atmışlar. Fakat biz her ikisinden de birer parça iktibas edeceğiz.

Cengizhan Konuş’un şiirinin ikinci ve üçüncü bölümlerinden birer parça alalım:

“ilkbahar deyince benim aklıma
Ekmeğin sınıfsız mübarekliğine inanan babalar geliyor
Soma’da kömür karası, çengelköy’de kan kızılı şehitler
Yüzme bilmeyen oğlunun
Suyun içinde ne yaptığını soran Ermenekli anne
Tufan, yakarış ve kurt uykusu uyuyan memleket
Köküne sarılan ağaca rüzgarın söylediği sözleri işitmedi hiç kimse
Durdurmadı haritayı duvara astığımız mülteci fotoğrafları

(…)

bir Cuma çıkışı durdurup kimlik soruyorlar Türkiye’nin günlerine
boynu vuruluyor neşe saçan menekşenin
güzel  olan ne varsa çürüyor burada, adı küresel ısınma
okul çıkışında polisten dayak yemek pahasına sevgiliyi beklemek mesele
fuzuli yok, leyla toprak altında, ile kimi bağlar bu bağlamda” 

Orhan Özekinci’nin arka kapaktaki şiirinden:

“sonunda iyiler kazanır, kazandın.
kalbin, hayatın karşısındaki herkese
duraksadı önce.
bir kere anlamış bulundum o gün.
lobideki en uzun gece Perşembe.

 aslında ne kadar da basit
mutlu sonları böyle konuşabilmek:
hafif, sakin yahut ferah.
Üşürken bile bunu anlamamak
Çıktı sanılan yangınla”

Şimdi diğer isimlerden bazılarının altını çizdiğimiz dizeleri iktibas etmeye geldi sıra. Fatma Özkaya’nın “Teşrik”inden:

“Kelimeler, gülüşler

Sevgiyle dolu iki kutu
Senin zaten
Giderken
Hiç ayağın yoktu”

Muhammed Mücahit Yılmaz’ın “Gerçeklikler”inden:

“Çığlık beni ortadan ikiye böldü
Sökerek kör pencerelerden ruhumu
Gözlerimin yetişemediği güzellikler hayal ederek
Tıkadım kulaklarımı ve neon tabelaların tanrısına iman ettim
Kredi kartlarının, bıçak sağda çatal soldanın, teamüllerin tanrısına
Soylu kahkahaların, yalnız biz varız güzel diğerleri hep çirkinin tanrısına
-Kulaklarıma çığlığı duyuracak bir Hızır
henüz uğramadı yanıma-“

Rabia Gelincik’in “Kuşlardı Bazen” şiirinden:

“Kekiğin kokusu, kekliğin türküsü
Ne çok istedim beni de alsın götürsündü”

Zeynep Tuğçe Karadağ’dan:

“Kalbim, yersizlerden bir barikat
Ben de geçemiyorum yürümedikçe.
Yürürüm alnımda Hopper’ın insanları,
Resmi törenlerdeki gönülsüzlük olurum.
Şimdi çekip vursam kendimi, kimse yaralanmaz
Artık ne ölüm ne gölge beni avutmaz.”

Zülal Sena’dan:

“istanbul kadar aceleci, Türkiye kadar sabırlıydım”
“merhametten telim alındım”
“annem usulca yanıma uzanıp Allah’ı anlattı”

Ankara, Aralık 2017


Hiç yorum yok: