9 Mayıs 2021 Pazar

KERTENKELE DERGİSİNİN ARALIK 2017 ŞİİRLERİ BAĞLAMINDA

Ali Celep, Muammer Yavaş, Murat Şahin, Ahmet Çiçek, Orhan Tepebaş, Murat Tuzcu, Abdurrahman Ekinci, Musa Kamil Ağra 34. sayının şairleri.

“Masal” şiiriyle Ali Celep ciddi bir sorgulama ve tenkit hamlesine girişiyor. Bir çocuğun (oğul) zihin dünyasından yansıyan sözlerle örülmüş şiir. Bugün ile dün arasındaki gelgitler yaşanıyor zihinde. Dünün altın çağlarından bahisler, bugünün negatiflerinden ötürü…

“Baba İbrahim Çağı mı geldi nerde
Oğlum ben gözkapaklarının altında
Sen çapaklarını kurban kes sil

(…) 

Baba beni tut
OĞLUM SEN KUR’AN OL
Ümmetin kanayan yarasına

Sen tarih ve gelecek kartını oyna
Ümmet kapitalizm batağında

Ölüm babamla benim aramda
Ümmet banka kuyruğunda

Bu yaşamak coğrafyasında
Dilde İslam
Elde kredi kartları 

(…)

Oğlum var yaşa şimdi dünyada
Nice ölümlerden sonra
Bitti mi şiirin”

Muammer Yavaş “Şairin Öyküsü” ile “Söz Sırası Gelince”yi yazmış. Esaslı göndermeler var ilkinde:

“ilk hayatın
ilk sorunun ilk dürtünün
icadı diyebilir miyiz şiire
ahdine ihanet eden şairin boynu
sonsuzluğun başucunda ferman dinlemez bir
şairin öyküsü bir şairin işidir diyebilir miyiz
belki acizlik hediyesinin hediyesi
ey kudret sahibi” 

Ahmet Çiçek’in “Yeniden Bir Dipnot” şiirindeki alışılmamış bağdaştırmalar ilginç imajlar oluşturuyor:
“Adamların tuhaf halleri var
Oğullarıyla beraber dönüyorlar dünyayı”

“Bırakınız, kadınlar çıldırınca
Dünya daha bir doğurgan oluyor
Bebek arabalarından geçilmiyor başım”

Musa Kamil Ağra’nın “Seniha” şiiri ise muziplik üzere bina edilmiş. Söz oyunları da buna binaen sergilenmiş:

“senihanın yüzü boncuk boncuk
Güneş parlatıyor ter damlalarını
Sanki her biri birer yarım ay
Nerde bu ayların diğer yarısı”

Ankara, Aralık 2017


Hiç yorum yok: