27 Şubat 2025 Perşembe

ENDRE ADY’NİN “BİR GÜNÜMÜZ YALVACININ İLENCİ” ŞİİRİ

Macar şiirinin Âkif'i diyebileceğimiz Endre Ady (1877-1919)'in Kan ve Altın ( Adam Yay., İst., 1992, 51 s.) kitabını Tahsin Saraç çevirisinden okudum.

Endre Ady 20. Yüzyıl Macar şiirinin en büyük şairleri arasında kabul ediliyor. Hayatıyla ilgili bazı kesitler aktaralım: Bir köylü çocuğu olarak dünyaya gelmiş, hukuk öğrenimi görmüş, gazetecilik yapmış. Canlı bir kültür hayatının yaşandığı Magyvàrad şehri onun kişiliği ve şairliğinde oldukça etkili olmuş. Bununla birlikte hayatında büyük çalkantılar oluşturan, şiirlerinde Leda adıyla anılan aşkının peşi sıra gittiği “güzel çılgınlıkların kutsal şehri” Paris’te Beaudelaire ve Verlaine’in şiirleriyle tanışması sanatına olumlu katkılar sunar.

Bir süre Leda için yazdığı lirik şiirlerden sonra sanat algısında köklü bir değişiklik yapar, kalemini “ulusal bilincin uyandırılması” amacıyla kullanır. 1906’da Macaristan’a dönen şair aynı yıl Uj Versek (Yeni Şiirler) kitabını yayımlar. “Gözüpek yenilikleriyle fırtınalar koparan bu kitap gerici-tutucu eleştirmenlerin saldırısına” uğrar. Devamında yayımlanan Ver as Arany (Kan ve Ateş) Holnap (Yarın) gibi kitaplarıyla da atılımlarını sürdürür. 1908’de Nyugat (Batı) dergisi bünyesine giren Ady, bu dergide merkezî bir konuma gelir. 10 yıl süren bu dönem boyunca toplumsal çalkantıları tema edinen şair,  yeni kitaplarını da yayımlamaya devam eder: İlyas’ın Arabasında, Sevilmek İsterdim, Tüm Gizlerin Şiirlerinden, Kaçan Yaşam, Kendi Sevimiz, Beni Kim Gördü bu kitaplar arasındadır.

1910’dan sonra Macaristan iç işlerinde yaşanan bunalımlar şairi yeni ufuklara taşır. Bir süredir bayraktarlığını yaptığı burjuvaziden umudunu keser. Köylülerin gericiliği de ortadadır. “Bakışlarını işçilerin savaşımına yönel”tir şair. Bu tutumu onun yeni düşmanlar kazanmasına neden olur. Gelen tepkilere “Size Bir Çeyiz Sandığı Gönderiyorum” şiiriyle yanıt verir.

Demokratik devrimi savunan ve işçi haklarına ilgi duyan” şair Birinci Dünya Savaşı’nın başlayacağı dönemden itibaren köşesine çekilir. 1918’de A Hallottak Èlén (Ölülerin Başında) kitabını yayımlayan şair Dünya Savaşının yıkımları karşısında yalnız ve çaresiz kalmıştır. 1918’deki Macar Ekim devrimi sırasında hastalıktan yatağından kalkamayan şair 1919’un başlarında vefat eder.

Endre Ady’nin şiiri “alışılmamış benzetmeler, yeni anlatımlar, diri duygu ve imgelerle” örülü bir şiirdir. İnsanlığın yıkım ve mutsuzluk nedenlerine karşı savaş açmış, haksızlıklara karşı olmuştur. Özgürlük ve barış yanlısıdır. “İnsana utanç değil onur veren kavramlardan yanadır.”

Okuduğum Kan ve Altın kitabında da bu saydıklarımıza dair ipuçlarına rastlanır:

Acılı ve kargışlanmış bir halktır Macar halkı

Devrimler içinde yaşadı

Gömütlerine tükürdüğüm alçaklar bize hep

Çare diye sundular ürküyü ve savaşı.” (s. 12)

 

Evet siz yüce beyler, söyleyin ne olacak

Nerelere kaçacak alçak ordunuz, nereye

O soygun kalenizden; kapıyı kapadığınızda

Büyük bir gürültüyle? (s. 16)

 

Hayaletler her zaman dolaşıp durur burda

Gömüt kokusu ve sis doldurur içerleri

Loşlukta gölge ruhlar fısıldaşıp dururlar

Ve bir de kargışlanmış ordu iniltileri.” (s. 19)

 

Düşteymiş gibi gördüm, iğrençlikler arasından

Hangi yıkımın Macarlar üstüne çöktüğünü

Ah, kimi kez nasıl da güçsüz kalıyor Tanrı.” (s. 31)

Ve yeniden yaşarken şunu haykırıyorum:

Bunca insansızlıkkta insanım ben yine de!” (s. 32)

 

Gelelim "Bir Günümüz Yalvacının İlenci" (s. 29) şiirine...

"Ülke kıyımlarla dolup taşıyor ve kent zorbalıklarla. Kurtuluş aranıyor ama bulunamıyor. Yıkım üstüne yıkım.” (Ezechiel, 7) Eski Ahit’teki bu betimleme, şiirin başına atıf olarak yerleştirilmiş. Böylece, asırlar, mekânlar ve kültürler arası bir aktarım yapılarak yaşanan “kıyımlar”, “zorbalıklar” ve “yıkımlar”a temas edilmiş olur. Yalvaç (Peygamber) bütün bunların derdiyle feryat etmektedir şiirde. İçinde bulunduğu ve temsil ettiği toplumun başına gelen bunca felaket, feryadını ilenç (beddua) cümleleriyle sentezlemektedir.

Metin, her bireri beşer dizeden oluşan dört bentten oluşuyor. “Bütün aşağılananlardan daha aşağılanmış ben” dizesiyle başlayan ilk beşlikte “Yalvacın, öfkeden yedi kat göğe çıkan” sonu gelmez beddualarına temas edilir.

Şiirin ikinci bendi üzerinde kelam etmeye daha fazla imkân sunuyor:

Cehennem ortasında bulduk birden kendimizi

Korkutmacalara ve kırbaçlamalara

Karşılık verecek öfkemiz kalmamış gibi,

Tanrım, ölüm melekleri hiçbir

Geçmişi böylesine silip süpürmemiştir.”

Burada başa gelen belaların, yaşanan kıyım, zorbalık ve yıkımların “cehennemî” bir nitelik taşıdığı, ölüm melekleri maziye ait değerleri tümüyle yok etmiş, üstüne üstlük böylesi silinip süpürülmelere maruz kalan toplumun olan biteni kanıksadığı, karşı bir tepki gösterecek öfkesinin bile kalmadığı belirtilir.

Bir sonraki bentte ise yitirilenlerin ve yitirileceklerin haddi ve hesabının olmadığı belirtir şair. Üstte belirttiği tepkisizlik haline farklı bir boyut getirir bu arada: “Tüm eylemlerimiz donmuş birer düş, bumbuz/Ve de tüm düşlerimiz artık donmuş bir eylem”.

Gelelim son beşliğe. Şair insana olan güvenini yitirdiğini söylüyor önce. Gözünde insanın “hayvandan daha iğrenç” bir konuma geldiğini belirtiyor. Bu hâl karşısında “yalvaçlar bile kem küm et”mektedir. Öyleyse beddua hak edilmiştir. Net ve sert bir şekilde:

Cehennemin cehennemini, boşluğun boşluğunu

Ver bize yüce Tanrı, ver bizlere sen bunu.”

Şimdi isterseniz mutsuzluğa, acıya, kargışa, iğrençliklere, aşağılamalara, insansızlıklara, zorbalıklara, kıyıma, yıkıma… dair atıflar taşıyan yukarıdaki dizelerin bugünkü yerelimizde hangi cehennemî hallere denk geldiğine dair birkaç veri sunalım: 

Resmi açıklamalara göre bugüne kadar Türkiye’de salgından ölenlerin sayısı 95.954. (9 Mart 2022)

2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde (Rule of Law Index) Türkiye 139 ülke arasında 117'inci sırada…

Avrupa Konseyi 2020 Ceza İstatistikleri'ne göre Avrupa cezaevlerinde nüfusa oranla en fazla tutuklu ve mahkûm Türkiye’de... Türkiye’yi Rusya ve Gürcistan takip ediyor.

KHK’larla görevinden ihraç edilen kişi sayısı 125 bin 678… (4 Mart 2022)

Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Şubat 2022’de yıllık yüzde 54,44 oranında arttı. (3 Mart 2022)

Hiç yorum yok: