24 Şubat 2025 Pazartesi

GANİ BARAN YAZDI: "NASILSINIZ?"

Cevat Akkanat’ın “meydan okuyanlara” ithaf ettiği “Nasılsınız?” şiir kitabını incelemeye çalışacağım. 46 şiirden oluşan kitabın içerisinden bazı bölümler alarak yorumlamaya çalışacağım.

“bir deprem mi yakıp yıktı mamur evlerimizi / ya kentlerimizin yerle bir oluşuna ne sebep?”  (Nasılsınız 1)

Bu dizeler, doğal afetlerin, özellikle depremlerin, insanların hayatını ve yaşam alanlarını nasıl etkileyebileceğini ve bu felaketlerin nedenleri hakkında düşünmeye teşvik ediyor. Akkanat, bu felaketlerin yalnızca doğal nedenlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığını ve belki de insan faaliyetlerinin sonucu olabileceğini sorguluyor.

Şairin bu dizesi, insanların doğayla nasıl etkileşime girdiği ve doğanın da insanları nasıl etkileyebileceği konusunda derin bir düşüncenin ifadesidir. Akkanat’ın bu dizeleri, insanların doğal çevreleriyle olan ilişkilerinde daha dikkatli olmaları gerektiği ve doğal felaketlerin nedenlerini anlamak için daha fazla çalışma yapmaları gerektiği mesajını iletiyor.

“muhabbetinize saygı ha /  aşkınıza onay / Serin seslerinize alkışlar mı sunacaklardı / ve barış ağaçları mı munisliğinize, yazık! / vah, yenilen zeytin dalınıza, havada kalan elinize, çıtkırıldım halinize, vah!”  (Nasılsınız 4)

Bu dizeler, şairin toplumsal konulara dair eleştirel bir bakış açısını yansıtıyor. Şair, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde ve toplumda genel olarak ne kadar yüzeysel olduklarını sorguluyor.

Şairin "Muhabbetinize saygı ha / Aşkınıza onay" ifadeleri, insanların ilişkilerinde duygu söylemlerini sıkça kullanmalarına ve bunun altında yatan samimiyetsizliğe dikkat çekiyor. Şair, bunun yerine insanların duygusal bağlarına gerçek anlamda saygı göstermeleri ve onları ciddiye almaları gerektiğini savunuyor.

Dizeler, aynı zamanda doğanın da toplumun yüzeyselliği ve samimiyetsizliği tarafından nasıl zarar gördüğüne de işaret ediyor. "Serin seslerinize alkışlar mı sunacaklardı / ve barış ağaçları mı munisliğinize, yazık!" ifadeleri, doğanın insanların duyarsızlığından nasıl etkilendiğini ve bunun sonuçlarının ne kadar üzücü olduğunu anlatıyor. Ayrıca şairin acı dolu bir haykırışını da yansıtıyor diyebilirim. "vah, yenilen zeytin dalınıza, havada kalan elinize, çıtkırıldım halinize, vah!" ifadeleri, insanların doğayla olan ilişkilerinde ne kadar yıkıcı olduklarını ve bu yıkıcılığın kendilerine de nasıl zarar verdiğini ifade ediyor.

“sulak topraklar gibi, bol verimli hayatlar yaşayan eylem adamları / erdemli bir an olsun unutmayan eylem adamları.” (Nasılsınız 7)

Bu dizeler, aktif ve etkili insanların hayatlarının ne kadar verimli olabileceğini ve erdemi unutmamalarının ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.

 

Erdemli Olmanın Önemi

Şairin "sulak topraklar gibi, bol verimli hayatlar yaşayan eylem adamları" ifadesi, aktif ve etkili insanların hayatlarının ne kadar dolu ve bereketli olabileceğine dikkat çekiyor. Akkanat, bu insanların hayatlarında sürekli bir faaliyet ve ilerleme olduğunu vurguluyor ve bu sayede insanlığın ilerlemesine katkı sağladıklarını belirtiyor.

Dizeler, aynı zamanda erdemli olmanın da ne kadar önemli olduğuna işaret ediyor. "erdemli bir an olsun unutmayan eylem adamları" ifadesi, insanların hayatlarında sürekli olarak erdemli davranmaları gerektiğini vurguluyor. Akkanat, bu insanların her zaman doğru ve dürüst davranarak örnek olmaları gerektiğini savunuyor. Bu dizeler, aynı zamanda insanların hayatlarında aktif olmanın ve topluma fayda sağlamanın yanı sıra, dürüst ve erdemli bir yaşam sürmenin de önemini vurguluyor. Bu sayede insanların hem kendilerine hem de topluma katkı sağlayabileceklerini ifade ediyor.

“soylu sabrımıza ne edebilirsiniz? / ki karadır kanlı dişleriniz, ısırsanız: çakallığınıza diyeceğimiz; doğrudur, yok!? / biliyoruz kin ve nefret duygularımızı, boşuna değil elbet...” (Nasılsınız 11)

Dizeleri incelediğimizde, bir sözleşme ya da anlaşmaya dayanan bir güven ilişkisinde olan iki taraf arasındaki güvensizliği ve korkuyu ifade ediyor gibi görünse de Akkanat, "soylu sabrımıza ne edebilirsiniz?" diyerek, karşısındaki güçlü otoritelere karşı direniş gösteren insanların sabrını sorguluyor ve bu sabrın ne kadar dayanıklı olduğunu vurguluyor. Daha sonra, şair, karşısındaki otoritelerin tehlikeli ve şiddet dolu olduğunu ima ederek "ki karadır kanlı dişleriniz, ısırsanız: çakallığınıza diyeceğimiz; doğrudur, yok!?" diye sorguluyor. Bu ifade, güçlünün güçsüze zarar verme potansiyeline dikkat çekiyor ve bu durumda güçsüzün ne yapabileceği konusunda endişelerini dile getiriyor.

Dizeler, insanların güçlü otoritelere karşı duydukları kin ve nefret duygularını ifade ediyor. "biliyoruz kin ve nefret duygularımızı, boşuna değil elbet..." ifadesi, insanların karşılarındaki otoritelerin kötü niyetli olduklarını ve kendi çıkarları için insanların haklarını çiğnediklerini düşündüklerini gösteriyor. Bu dize, güçsüzlerin güçlü otoritelere karşı direnişlerinin ne kadar zorlu ve fedakârlık gerektiren bir mücadele olduğunu vurguluyor ve insanların bu mücadelede ne kadar kararlı olduklarını ifade ediyor.

“kanayan bir bilinçtir, yönelmiş büyümeye yol alır / bu yol üzre yaşanan ve yaşanacak olan sancılar, olumsuz yaşantılar kütlesi neden geri döndürsün sizi.” (Nasılsınız 19)

Bu dizeler, bir kişinin kendi içindeki sorunları ve acıları fark ettiği ve onlarla yüzleşmek için cesaret topladığı zaman büyüme yolunda ilerleyebileceğini söylüyor. Yani, kişi sorunlarını kabul edip üstesinden gelmek için çalıştıkça, olgunlaşacak ve kendini geliştirecektir. Akkanat, aynı zamanda, bu dizelerde kişinin sadece olumlu deneyimlerle büyüyemeyeceğini de vurguluyor. Kişi, zorlu deneyimler ve acılar yaşayarak da büyüyebilir. Bu deneyimlerin kişinin içindeki bir "bilinci" kanattığını ve onu yönelttiğini ifade ediyor. Bu dizeler ayrıca, bir kişinin zorlu yollarla karşılaşsa bile pes etmemesi gerektiğini vurguluyor. Kişi, büyümeye ve gelişmeye devam etmek için zorlukların üstesinden gelmeye çalışmalıdır. Genel olarak, bu dizelerde Akkanat, bir kişinin büyüme sürecindeki zorlukları kabul etmesi ve onlarla mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan bir mesaj veriyor olabilir.

“gök kapanmasın; hem yağmur, hem güneş; kabul, biliriz bunu; açılmasın / herkes ağlasın; yarışalım nisanla; yenecek bizi; yensin varsın.” (Nasılsınız 34)

 

Karanlık Dönemlerde Umutlu Olmak…

Bu dizeler, doğanın döngüsünü ve yaşamın iniş çıkışlarını vurguluyor gibi geliyor bana. Akkanat tarafından,  yağmur ve güneş, doğanın birbirini tamamlayan iki unsuru olarak sunuluyor. Her iki unsurdan oluşan bu doğal çevre koşullarına katlanmalıyız ve kabul etmeliyiz. "Gök kapanmasın" ifadesi, belki de bir çeşit istek ya da dua olarak görülebilir. Kişi, yaşamındaki karanlık dönemlerde bile umutlu kalmalı ve hayatın devam edeceğine inanmalıdır. "Herkes ağlasın" ifadesi, belki de zorlukların üstesinden gelmenin en iyi yolu olarak görülebilir. Kendimiz ve diğerleri için üzüntü, hayal kırıklığı veya kayıplar yaşamak normaldir ve bu duyguları paylaşarak birbirimizle bağlantı kurabiliriz.

"Yarışalım nisanla" ifadesi, baharın gelmesi ve yeni bir başlangıcın müjdesi olarak yorumlanabilir. Yarışmak, belki de hayatın zorluklarına karşı mücadele etmek için bir motivasyon kaynağı olarak kullanılabilir. "Yenecek bizi; yensin varsın" ifadesi, hayatta her zaman başarısızlıkların ve kayıpların olacağını kabul etmekle ilgilidir. Ancak bu yenilgiler bizi durdurmamalı veya yolumuzdan saptırmamalı. Her zaman daha iyiye doğru ilerlemeliyiz ve yaşamın mücadelesini vermeye devam etmeliyiz. Bu dizeler doğanın döngüsünü ve hayatın iniş çıkışlarını kabul etmeye, zorluklarla başa çıkmaya ve hayatta ilerlemeye dair bir mesaj veriyor.

Şairler şiirlerinde kendilerine özgü bir duygudan beslenirler. Bu kitapta Cevat Akkanat, kendine has üslubuyla 46 adet "Nasılsınız" şiiri yazmış. Ben bir okuyucu olarak, bazı dizeleri seçip yorumlamaya çalıştım. Ancak şairin aynı dizelerde farklı anlamlar ve duygular barındırabileceğini unutmamalıyız, özellikle de bu şair Cevat Akkanat ise. Dizelerin çağrıştırdığı çok farklı anlamlar olabilir.

İyi bir şiir okuyucusu olarak, şairin yazdığı dizeleri yalnızca kendi anlam dünyamızla sınırlamamalıyız. Şiirin tamamını, şairin hayat hikâyesi ve toplumsal bağlamı ile birlikte ele alarak anlamlandırmaya çalışmalıyız. Bu bize şairin niyetini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Son olarak, her okuyucunun şiirle ilgili farklı yorumları olabilir ve bu da şiirin güzelliği ve zenginliğiyle ilgilidir. Önemli olan, şiirin bizde uyandırdığı hissiyatı anlamaya çalışmak ve bu hissiyatı dilimize aktarmaktır.

Hiç yorum yok: