Cevat Akkanat’ın “meydan
okuyanlara” ithaf ettiği “Nasılsınız?” şiir kitabını incelemeye çalışacağım. 46
şiirden oluşan kitabın içerisinden bazı bölümler alarak yorumlamaya
çalışacağım.
“bir
deprem mi yakıp yıktı mamur evlerimizi / ya kentlerimizin yerle bir oluşuna ne
sebep?” (Nasılsınız 1)
Bu dizeler, doğal afetlerin,
özellikle depremlerin, insanların hayatını ve yaşam alanlarını nasıl
etkileyebileceğini ve bu felaketlerin nedenleri hakkında düşünmeye teşvik
ediyor. Akkanat, bu felaketlerin yalnızca doğal nedenlerden kaynaklanıp
kaynaklanmadığını ve belki de insan faaliyetlerinin sonucu olabileceğini
sorguluyor.
Şairin bu dizesi, insanların
doğayla nasıl etkileşime girdiği ve doğanın da insanları nasıl etkileyebileceği
konusunda derin bir düşüncenin ifadesidir. Akkanat’ın bu dizeleri, insanların
doğal çevreleriyle olan ilişkilerinde daha dikkatli olmaları gerektiği ve doğal
felaketlerin nedenlerini anlamak için daha fazla çalışma yapmaları gerektiği
mesajını iletiyor.
“muhabbetinize saygı ha / aşkınıza onay / Serin seslerinize alkışlar mı sunacaklardı / ve barış ağaçları mı munisliğinize, yazık! / vah, yenilen zeytin dalınıza, havada kalan elinize, çıtkırıldım halinize, vah!” (Nasılsınız 4)
Bu dizeler, şairin toplumsal konulara dair eleştirel bir bakış açısını
yansıtıyor. Şair, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde ve toplumda genel
olarak ne kadar yüzeysel olduklarını sorguluyor.
Şairin "Muhabbetinize saygı ha
/ Aşkınıza onay" ifadeleri, insanların ilişkilerinde duygu söylemlerini
sıkça kullanmalarına ve bunun altında yatan samimiyetsizliğe dikkat çekiyor.
Şair, bunun yerine insanların duygusal bağlarına gerçek anlamda saygı
göstermeleri ve onları ciddiye almaları gerektiğini savunuyor.
Dizeler, aynı zamanda doğanın da
toplumun yüzeyselliği ve samimiyetsizliği tarafından nasıl zarar gördüğüne de
işaret ediyor. "Serin seslerinize alkışlar mı sunacaklardı / ve barış
ağaçları mı munisliğinize, yazık!" ifadeleri, doğanın insanların
duyarsızlığından nasıl etkilendiğini ve bunun sonuçlarının ne kadar üzücü
olduğunu anlatıyor. Ayrıca şairin acı dolu bir haykırışını da yansıtıyor
diyebilirim. "vah, yenilen zeytin dalınıza, havada kalan elinize,
çıtkırıldım halinize, vah!" ifadeleri, insanların doğayla olan
ilişkilerinde ne kadar yıkıcı olduklarını ve bu yıkıcılığın kendilerine de
nasıl zarar verdiğini ifade ediyor.
“sulak
topraklar gibi, bol verimli hayatlar yaşayan eylem adamları / erdemli bir an
olsun unutmayan eylem adamları.”
(Nasılsınız 7)
Bu dizeler, aktif ve etkili
insanların hayatlarının ne kadar verimli olabileceğini ve erdemi
unutmamalarının ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
Erdemli
Olmanın Önemi
Şairin "sulak topraklar gibi,
bol verimli hayatlar yaşayan eylem adamları" ifadesi, aktif ve etkili
insanların hayatlarının ne kadar dolu ve bereketli olabileceğine dikkat
çekiyor. Akkanat, bu insanların hayatlarında sürekli bir faaliyet ve ilerleme
olduğunu vurguluyor ve bu sayede insanlığın ilerlemesine katkı sağladıklarını
belirtiyor.
Dizeler, aynı zamanda erdemli
olmanın da ne kadar önemli olduğuna işaret ediyor. "erdemli bir an olsun
unutmayan eylem adamları" ifadesi, insanların hayatlarında sürekli olarak
erdemli davranmaları gerektiğini vurguluyor. Akkanat, bu insanların her zaman
doğru ve dürüst davranarak örnek olmaları gerektiğini savunuyor. Bu dizeler,
aynı zamanda insanların hayatlarında aktif olmanın ve topluma fayda sağlamanın
yanı sıra, dürüst ve erdemli bir yaşam sürmenin de önemini vurguluyor. Bu
sayede insanların hem kendilerine hem de topluma katkı sağlayabileceklerini
ifade ediyor.
“soylu
sabrımıza ne edebilirsiniz? / ki karadır kanlı dişleriniz, ısırsanız:
çakallığınıza diyeceğimiz; doğrudur, yok!? / biliyoruz kin ve nefret
duygularımızı, boşuna değil elbet...” (Nasılsınız
11)
Dizeleri incelediğimizde, bir
sözleşme ya da anlaşmaya dayanan bir güven ilişkisinde olan iki taraf
arasındaki güvensizliği ve korkuyu ifade ediyor gibi görünse de Akkanat,
"soylu sabrımıza ne edebilirsiniz?" diyerek, karşısındaki güçlü
otoritelere karşı direniş gösteren insanların sabrını sorguluyor ve bu sabrın ne
kadar dayanıklı olduğunu vurguluyor. Daha sonra, şair, karşısındaki
otoritelerin tehlikeli ve şiddet dolu olduğunu ima ederek "ki karadır
kanlı dişleriniz, ısırsanız: çakallığınıza diyeceğimiz; doğrudur, yok!?"
diye sorguluyor. Bu ifade, güçlünün güçsüze zarar verme potansiyeline dikkat
çekiyor ve bu durumda güçsüzün ne yapabileceği konusunda endişelerini dile
getiriyor.
Dizeler, insanların güçlü
otoritelere karşı duydukları kin ve nefret duygularını ifade ediyor.
"biliyoruz kin ve nefret duygularımızı, boşuna değil elbet..."
ifadesi, insanların karşılarındaki otoritelerin kötü niyetli olduklarını ve
kendi çıkarları için insanların haklarını çiğnediklerini düşündüklerini
gösteriyor. Bu dize, güçsüzlerin güçlü otoritelere karşı direnişlerinin ne kadar
zorlu ve fedakârlık gerektiren bir mücadele olduğunu vurguluyor ve insanların
bu mücadelede ne kadar kararlı olduklarını ifade ediyor.
“kanayan
bir bilinçtir, yönelmiş büyümeye yol alır / bu yol üzre yaşanan ve yaşanacak
olan sancılar, olumsuz yaşantılar kütlesi neden geri döndürsün sizi.” (Nasılsınız 19)
Bu dizeler, bir kişinin kendi
içindeki sorunları ve acıları fark ettiği ve onlarla yüzleşmek için cesaret
topladığı zaman büyüme yolunda ilerleyebileceğini söylüyor. Yani, kişi
sorunlarını kabul edip üstesinden gelmek için çalıştıkça, olgunlaşacak ve
kendini geliştirecektir. Akkanat, aynı zamanda, bu dizelerde kişinin sadece
olumlu deneyimlerle büyüyemeyeceğini de vurguluyor. Kişi, zorlu deneyimler ve
acılar yaşayarak da büyüyebilir. Bu deneyimlerin kişinin içindeki bir
"bilinci" kanattığını ve onu yönelttiğini ifade ediyor. Bu dizeler
ayrıca, bir kişinin zorlu yollarla karşılaşsa bile pes etmemesi gerektiğini
vurguluyor. Kişi, büyümeye ve gelişmeye devam etmek için zorlukların üstesinden
gelmeye çalışmalıdır. Genel olarak, bu dizelerde Akkanat, bir kişinin büyüme
sürecindeki zorlukları kabul etmesi ve onlarla mücadele etmesi gerektiğini
vurgulayan bir mesaj veriyor olabilir.
“gök
kapanmasın; hem yağmur, hem güneş; kabul, biliriz bunu; açılmasın / herkes
ağlasın; yarışalım nisanla; yenecek bizi; yensin varsın.” (Nasılsınız 34)
Karanlık
Dönemlerde Umutlu Olmak…
Bu dizeler, doğanın döngüsünü ve
yaşamın iniş çıkışlarını vurguluyor gibi geliyor bana. Akkanat tarafından, yağmur ve güneş, doğanın birbirini tamamlayan
iki unsuru olarak sunuluyor. Her iki unsurdan oluşan bu doğal çevre koşullarına
katlanmalıyız ve kabul etmeliyiz. "Gök kapanmasın" ifadesi, belki de
bir çeşit istek ya da dua olarak görülebilir. Kişi, yaşamındaki karanlık
dönemlerde bile umutlu kalmalı ve hayatın devam edeceğine inanmalıdır.
"Herkes ağlasın" ifadesi, belki de zorlukların üstesinden gelmenin en
iyi yolu olarak görülebilir. Kendimiz ve diğerleri için üzüntü, hayal kırıklığı
veya kayıplar yaşamak normaldir ve bu duyguları paylaşarak birbirimizle
bağlantı kurabiliriz.
"Yarışalım nisanla"
ifadesi, baharın gelmesi ve yeni bir başlangıcın müjdesi olarak yorumlanabilir.
Yarışmak, belki de hayatın zorluklarına karşı mücadele etmek için bir
motivasyon kaynağı olarak kullanılabilir. "Yenecek bizi; yensin varsın"
ifadesi, hayatta her zaman başarısızlıkların ve kayıpların olacağını kabul
etmekle ilgilidir. Ancak bu yenilgiler bizi durdurmamalı veya yolumuzdan
saptırmamalı. Her zaman daha iyiye doğru ilerlemeliyiz ve yaşamın mücadelesini
vermeye devam etmeliyiz. Bu dizeler doğanın döngüsünü ve hayatın iniş
çıkışlarını kabul etmeye, zorluklarla başa çıkmaya ve hayatta ilerlemeye dair
bir mesaj veriyor.
Şairler şiirlerinde kendilerine
özgü bir duygudan beslenirler. Bu kitapta Cevat Akkanat, kendine has üslubuyla
46 adet "Nasılsınız" şiiri yazmış. Ben bir okuyucu olarak, bazı
dizeleri seçip yorumlamaya çalıştım. Ancak şairin aynı dizelerde farklı
anlamlar ve duygular barındırabileceğini unutmamalıyız, özellikle de bu şair
Cevat Akkanat ise. Dizelerin çağrıştırdığı çok farklı anlamlar olabilir.
İyi bir şiir okuyucusu olarak,
şairin yazdığı dizeleri yalnızca kendi anlam dünyamızla sınırlamamalıyız.
Şiirin tamamını, şairin hayat hikâyesi ve toplumsal bağlamı ile birlikte ele
alarak anlamlandırmaya çalışmalıyız. Bu bize şairin niyetini daha iyi
anlamamıza yardımcı olabilir.
Son olarak, her okuyucunun şiirle
ilgili farklı yorumları olabilir ve bu da şiirin güzelliği ve zenginliğiyle
ilgilidir. Önemli olan, şiirin bizde uyandırdığı hissiyatı anlamaya çalışmak ve
bu hissiyatı dilimize aktarmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder