29
tarihe, bilince ve şiire çağırırken sizi, muştu da veriyoruz:
yedi deryalardan süzülerek gelen abıhayat sözleri...
salınmış yükseklerden, köpük köpük şarıltı...
elinizde ateş özü tan ağartan bir çavlan...
duygudur ipince, yüreklerde serpilen, dal gibi, yaprak gibi, genleşen,
genişleyen...
şehirdir, Kûfe toprağından dirilmiş, uygarlığın biricik beşiği...
bir duruş: hep ve hiç, varlık ve yokluk, ezel ve ebed,
gidiş ve geliş, sürekli eylem...
tekâmül kalesi, bilim okulu, mutluluk odası, aşk yuvası, yâr hanesi...
bir kitap, bir metin, bir tümce,
bir harf, bir işaret...
hemdem olup herşeyiyle açan sizde bir mühür...
kazınmıştır, tarihte, bilinçte ve şiirde!..
***
hoş olsun: gelecek-......-siniz!
ötelerden alıp yine ötelere verecek-......-siniz!
büyük gönenmeler çağına ermiş olarak,
uzun bir yankı gibi dönenip göğde, yüzecek-......-siniz!
Likâ Edebiyat, S. 29 (15 Haziran 2001), s. 1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder