Frenkçe’den mülhem bir sıfatı taşıyan Muhakkak Bey, yaşadığı döneme mührünü
vurmuş istisnai bir kimlik ve kişiliktir. Halk arasında ve umumî ortamlarda
kendisine kısaca Hukuk Bey denilir. Muhakkak ile Hukuk arasındaki kökteşlikten
ötürü, kimsenin bu kısaltmaya bir itirazı olmamıştır. Olduğundaysa, bu tür
kestirme ifadeleri seven Muhakkak Bey, muhakkak Hukuk’tan yana gözükmekte,
dolayısıyla kendisiyle umum halk arasında herhangi hukukî bir problem
çıkmamaktadır.
İşbu portreyi hazırlarken elimize geçen ve ziyadesiyle istifade ettiğimiz
bazı kayıtlarda Hukuk Bey’in sadece sıfatı (General) kullanılmaktadır. Fakat bu
kullanım sırasında karşımıza iki ayrı telaffuz unsuru çıkmaktadır. Sözgelimi
“Rütbeler ve Madalyonun Öbür Yüzü” (İltimas Yay., Ank., 1997) adlı esrarengiz
portreler kitabında sıfatın orijinali (Général) tercih edilirken, “Kalkan ve
Süngüye Can Verenler” adlı biyografik derlemede (Haz. Kılıç Vıncıoğlu, Yargı
Yay., İst., 2001) “Genel” kelimesi
kullanılmıştır. Şu halde Genel Hukuk Bey, Genel Muhakkak Bey, General Hukuk
Bey, Général Muhakkak Bey gibi mevcut veya muhtemel veyahut muhayyel
adlandırmalar onun uhdesine tahakkuk etmiş olmalıdır. Allah muhafaza, bunlar
başka bir şahsa nam ü nişane olarak izafe edilmemelidir…
Hatta, şunu da düşünmek lazımdır: Bahsini açtığımız sıfatın Frenkçe ikinci
anlamı “büyük, yüksek dereceli” olduğundan, Muhakkak Bey’in başına bu
kelimeleri getirmemiz de hoşça görülmeli, dahası alkışla karşılanmalıdır. Demek
istediğim, Hukuk Bey’in adlandırılışı bahsinde pek çok çıkar yol bulunmaktadır
ki, onunla iyi temasta olanlar bu sayede rahat ve huzuru kolaylıkla kendi
hanelerine kaydedebilmektedirler.
Hikâye:
General Hukuk Bey, bir gün kendisini ziyarete gelen mazlum görünüşlü bir
zalime, de bakalım paşam, senin halin bellidir ama, bir de senden dinleyelim,
halin nicedir diye sorgu sual eylemiş. El pençe iki büklüm numaracı zalim,
bellidir devletlim bellidir, lakin halim iki dillidir deyip de sözünü, yüksek huzurunuzdan
kolaylık ihsan ederim şekline büründürünce, General Hukuk Bey, hakikaten sen
karanlık işlerde nice taş diktin, senden neyim eksik, haksızlıkta menzil
bozulsa ne olur demiş… Böylece hem kendisinden muinlik dileyen, hem de General
Hukuk Bey, rekorlarına rekor eklemenin
keyfini sürmüşler…
Arapça “h-k-k” (Hakk) kelimesinden türemiş olan “Hukuk” yahut “Muhakkak”
kelimeleriyle ilgili olarak zat-ı şahanelerinin tek tasarrufu, yukarıda da
söylediğimiz gibi, kısa olanı tercih ile sınırlıdır. Bu konuda unuttuğumuz bir
başka ayrıntı daha var, zira bir kitapta şöyle yazmaktadır: “General Hazretleri
adının Arapça olmasından mustaripti. Bu yüzden kendisine böyle bir ismi veren
anneannesini arada bir hatırlıyor, neydi de derdin bana böyle bir adı layık
gördün a anneanneciğim diye de kederini dile döküyordu. Hatta bir keresinde
şöyle demişti: Neymiş Hak, Hukuk, Muhakkak, hiç birisi değilim işte!” (Bkz.
Enteresan Büyükler İlginç İsimler, SK Yay., Ank., 2005)
Kendisine verilen adı düzgün ve uygun görmeyen Muhakkak Bey, dolayısıyla
adıyla uyum da sergileyemezdi, sergilemedi. Uyum sergilemek bir yana, kasten
bir takım karmaşalar oluşturdu. Bu durumlarda bir yandan adıyla ahlâkının ayrı
tellerden çaldığını belli ederken, diğer taraftan uygunsuz vaziyetleri sevk ve idareye
nezaret makamında oturdu.
Hikâye:
Bir gün hayli ömür sürmüş güngörmüş birisi, fiillerinden rahatsız olduğu
Muhakkak Bey’e bir e-mail gönderir. Aklınca onu uyaracak, bir takım va’z u
nasihatle doğru yola çekecektir. Zavallı fazilet sahibi kişi, üşenmeyip, mesaj
kutusunu haylice doldurur. Birkaç cümlesini, basına yansıyan haber
metinlerinden buraya aktaralım: “Hakkın ötesinde sapıklıktan başka ne var ki?”
“Hikmetin gereği olarak yaratılana hak adı verilir.” “Her hakkın bir hakikati
vardır; imanının hakikati nedir?” (Haftalık Cumhuriyet dergisi, S. 19)
Haberin devamında, Muhakkak Bey’in işbu işgüzarlığı yapan zavallının tez
elden bulunup hakkının salimen teslim edilmesine, uygun bir metod ile boyunun
ölçüsünün alınmasına karar ve emir verdiği yazılıdır. Hadisenin medyada
işlenmemesi bahsinde de gerekli tedbirlerin konulmasını tavsiye eden Muhakkak
Bey, memleketin mutedilleriyle çatışılmamasını, aksi takdirde dengelerin altüst
olabileceğini de sözlerine eklemiştir.
Portresini yazdığımız şu günlerde General Hukuk Bey 80’lerinden yıllar
almış olup, sağlığını daha da sürdürmek için rejim yapmaktadır. Amacı bu yolla iki büklüm vaziyetteki
görüntüsünü örteceğini düşünmektedir.
Şiir:
Şair Azizî onun için şu beyti yazmış olup, mısraların medhiye yahut hicviye
olduğu anlaşılamamıştır:
“Büyük baş ulu taş zirve yaş
General Hukuk Bey dur yavaş”
Bursa, 15.04.2010 (Milli Gazete)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder