24
sırılsıklam! sırılsıklam!
aşkla sula tüm gövdemiz!
ömür boyu sürsün yağmur!
ıslanalım sırılsıklam!
***
teşne gönüllerle basıp toprağına,
yaşamak ergenlik çağını, muştu! muştu!
bir ruhu devşirmek ondan, işlemek can
ve tenden bir âleme onu, işte hayat bu, sanat bu, bu, bu!
ne güzeldir gelişi! ey, ne güzeldir
gelişin!
ne efsaneler, ne esinler, esrik
esintiler...
çıkageldi kurtuluşun kitap kanatlı
günleri...
suyun kaynağından yürüyüp, duru
şelâlenin seçkini, gözü, bebeği!
kalbin derinliklerine doğru yol aldı
saf içecek, arı gıda sarıp sarmaladı bedeni...
o, bolluk ve esenlik yağmuru, sağlık
ve saadet ülkesi!
o, zeytin tanesi, incir tanesi,
dürr-danesi!
sükûnetin has ipeği, bereket dağından
fışkıran narin ve nazik akşam sefası vakti, geldi, geldi, o geldi!
umudun şehri, diriliğin şehri, hoş
geldin, hoş geldin!
öyle ya, şöyle ya: aşk geldin! aşk
geldin!
***
yak bizi efendim de
ömür boyu sürsün ateş
aşkla yansın bedenimiz
sırılsıklam! sırılsıklam!
Likâ Edebiyat, S. 23 (1 Aralık 2000),
s. 1.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder