dönmeyecek hayatınız!
demiri kırabilir,
duvarı yıkabilirsiniz, zorluk ve kabalıkla, çatlatabilirsiniz metaın canını...
hayatınız dönmeyecek!
tekme tokat uçurarak,
halatlarla jiletlerle, sindirilir duygular, öfkenin üstüne çekilebilir
sünger...
dönmeyecek hayatınız!
çıkar mı çıkar, çıkamaz adalet tatile, nasıl çıkmasın,
gezindikçe yeraltında o zehirli böcekler...
hayatınız dönmeyecek!
masmavi gökyüzünü,
mümkündür kilitlemek, pamuktan potin ipliğiyle, kirli bir kafese, küflü bir mahzene...
dönmeyecek hayatınız!
nasıl bükülürse bir
tel, penseyle, kırılabilir yiğitler
de, belden, boyundan elbette; çünkü sandalye ve urgan kimde, nerede?!
hayatınız dönmeyecek!
...ve tersinden okunan
sözlerden sızıverir ya kuş kanatları, alır ya ortalığı rengarenk cıvıltılar,
gömgök bağ ve bahçeler, işte öyle...
dönmeyecek hayatınız!
öyle, bir yere kadar, her şey bir yere kadar, bir
yere kadar her şey, öyle, her şey bir yere kadar...
heyhat, hayata
dönüşünüz, dönecek!
Likâ Edebiyat, S. 25
(1 Ocak 2001), s. 1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder