12 Nisan 2019 Cuma

DENEMEYİ DENEMEYİ

Deneme üzerinde konuşalım…  Denemeyi diğer edebi türlerden ayıran özellikler mesela…  

Hoşsohbet birkaç laf etmek varken, can sıkıcı sorularla niye haşır neşir oluyoruz? Denemeden konuşalım, evet, okurun az buçuk bir şeyler öğrenmesine yardımcı olalım, tamam, fakat Allah aşkına, somurtmayalım ne olur. Zaten hayatın gündelik yoğunluğu içinde pek çok kural kanun sıkboğaz ediyor kişiyi, bir de denemeyle mi aynı zulmü deneyelim? Lütfen elimizi geniş tutalım, bir dalda tüneyip durmayalım, daldan kalkıp dala konalım, yine, yine… Bir ara sadede gelip, sözü noktaya ulaştırabiliriz, ama bunda da lütfen keyfimizin tadını çıkaralım!

Demek ki, neymiş, sınırlarının ötesine gittikçe, deneme de-neme haline geliyor; bu bir çeşit güzelliktir kanaatimce. Başka edebî türlerin alanına girmesi de bir tür serbest bölge teşebbüsü olacağından, mübarek olsun, deneme üzerinden yürüdüğümüz yol aydınlansın…

Tanıtım, eleştiri veya inceleme deneme ile yapılabilir mi?

Yapılıyor ve oluyor. Neden olmasın. Kabul edersiniz ki edebi türler arasında geçiş hatları vardır. Mektupla yazılmış romanlar, şiirle gezi yazıları, günlükten hikâyeler, vesaireler… Edebiyatı sıkı bir kundak içinde tutmanın kime yararı olabilir? Açalım şunun yakasını, bağrını… Bu bağır ziyade zenginlikler içindedir. Ha, tabii, yapılan bir işin usulünü adabını bilmek şarttır. Bilmemekten doğan, daha doğrusu öğrenmemeye dönük olan ayıp, ayak direyenin perçemine yapışır. Kasıt durumu da öyle. Şu veya bu şekilde, belli bir cehaletin dışa vurumudur burada. Bu yüzden onların oluşturacakları metinleri niye ciddiye alıp sorulaştırıyorsunuz ki?

Deneme boş laflara kap mı oluyor?

‘Boş laf’a ‘kap olma’ durumunu deneme görünümlü bir takım metinler için söylüyorsanız, şöyle derim: Kötü misal emsal olmaz. Üstelik makale, mektup, hikâye yahut tenkidin de benzeri yazıcıları vardır. Mesele denemeye büyük bir teveccühün olmasıysa, bırakın olsun. Edebiyata heves edenlerin işe deneme (ve şiir) kapılarından adım atarak girme teşebbüsü, en başta tür adına sevindiricidir. Demek ki ilgi ve karşılık buluyor genç gönüllerde. Bunlardan bir kısmının heves eşiğini başarıyla atlayacağını da düşünürsek, şöyle dememiz lazım: Bir kısmı yanılmış olduğunu görmüş olacaksa da, denemeyi, bir şeyi ‘denemek’ olarak algılasın insanlar, ne çıkar?

Deneme makaleye göre romantik bir tür müdür?

Denemeyi başka bir şeyin alternatifi olarak görmüyorum. Aksine, genel kabul gören batılı şablonlara itibar edersek, ki burada çaresiz itibar edeceğiz, ancak deneme makalenin alternatifi olabilir. Öyle ya, deneme klâs çağın ürünüyken, makale romantik aklın ürettiği bir ifade biçimidir.

Gazetelerde köşe yazarlarının siyasi yazılarında deneme türü çokça görülür. Deneme enflasyonu oluşmasın…

Adı denemeciye çıkmış bazı kalem erbabının gazetede köşe yazarı olarak göründüğü doğrudur. Fakat onların köşelerinde yazdıkları her metin deneme değildir. Hele ki konu günübirlik siyasî bir nitelik taşıyor ve denemenin niteliklerinden bir şeyleri ihtiva etmiyorsa, hiç deneme değildir yazılan. Peki, gazetelerde sahici denemeler yazılamaz mı?  Yazılır, yazılıyor. Mesela, benim Milli Gazete’deki yazılarımdan pek çoğu öyledir; denemedir. Enflasyon lafına gelince, iktisâdî bir karşılığı olan bu laf, edebiyata, edebiyatçıya yönelik bir suikasttir. Zenginlikten bahsetmeliyiz bence.

(Vaktiyle Aşkın E Hali dergisinde ve Milli Gazete'de  [27 Ocak 2011] yayımlanmıştı.)

Hiç yorum yok: