Federico Garcia Lorca’nın “Eczane ve
İhbar” (Bütün Şiirler 2, Çev: Sait Maden, Yazko Yay., İst., 1983, s. 108-110)
adlı metnini ilk okuyuşumda sarsılmış olmalıyım ki, kitabın o sayfalarına
mühimlik arz eden işaretler ve şerhler düşmüşüm. Özellikle şiirin beni alıp
götüren bölümü şurası olmuş:
“Bir parçalanmış ırmaklar,
Ele geçmez uzaklıklar dünyası vardır
Otomobil altında kalmış
Ufak ayağında bu kedinin;
Ve solucanın şarkısını duyarım
Çok kızın yüreğinde.
Oksit, maya, sarsılmış toprak.
Toprak, sen ki yüzersin
Laboratuar sayılarında.”
Herkes aynı etkiyi almayabilir, fakat ben, kim bilir hangi sebeplerle, bu
bölümdeki “laboratuar sayıları”nın altını çizmiş, yanına da büyükçe bir
“İstatistik” kelimesi kondurmuşum.
Uzun bir zaman sonra Lorca’nın bu kitabını elime aldığımda “Laboratuar
sayıları”na yani 80’li yıllardaki adlandırmamla –ki bu adlandırmaya bugün de
katılıyorum- “istatistik”e takılıp
kalmam boşuna değil.
Yanlış anlaşılmasın, istatistik ile bir alıp veremediğim yok. Niye olsun
ki? Üstelik, sosyolojiden tıp’a, astrolojiden zoolojiye bugün pek çok alanda
istifade edilen istatistik öyle küçümsenecek bir şey midir ki?
Evet, istatistik pek çok alanda, elbette bu arada edebiyatta
kullanılabilecek bir bilim dalıdır. Hele ki bu konuda Fatih Sezgin’in Dil ve
Edebiyatta İstatistik ve Bilgisayar Uygulamaları (Dergâh Yay., İst., 2000, 151
s.) adlı başarılı çalışmayı da şöyle bir hatırlatırsak, konuyla ilgili
kanaatimiz daha görünür olacaktır.
Fakat istatistiğin iyi kullanımı kadar, kötü örneklerine de rastlıyoruz.
Derdimi daha iyi anlatabilmek için Lorca’nın aynı şiirindeki son mısraları
buraya kaydetmem gerekiyor:
“Hayır, hayır, hayır, hayır, ele veriyorum,
İhbar ediyorum hükümete bu ıssız
Bu fesat yuvası laboratuarları
Ki can çekişmeleri duyurmazlar bize.”
Şair, hayata, hayatla bağlantılı her türlü hallere kapalı olan alanları,
diğer bir ifadeyle, labarotuar sayılarının (kabulümüz üzere, istatistiğin)
üretildiği ortamları “fesat yuvası” olarak yargılıyor. Çünkü, bu ortamlarda (bu
ortamları yansıtan verilerde) “can çekişmeler”e yer yoktur. Bu ifade, bir sanat
dalı olarak şiirin en çok beslendiği insanlık hallerini kapsamaktadır. Aşklar,
acılar, mücadeleler, sevinçli yahut kederli haller, ümitli haller yahut içinden
çıkılmaz durumlar…
Söz bu noktada Lorca’nın çerçevesini çizdiği tarzdan (kötü) bir örneğin
üzerini çizmeye gelip dayandı.
Herifçioğulları bir program yapmışlar ve adını “İnceEleme” koymuşlar.
Program hakkında verilen bilgi metnine aynen şöyle başlanmış: “Program edebi
eserlerin içeriğinin incelenerek sayısal değerlendirmelere ulaşılması amacıyla
ve web sayfasının sahibi Necmi SELAMET'in isteği, Tuncer UÇAROL ve Nizamettin
UĞUR'un katkıları ile Hüryaşa ASLAN tarafından tarafından hazırlanmıştır. İlk
çalışmalar 2004 yılında başlamış ve halen geliştirmeye devam edilmektedir.”
Sonra, programın dili, kullanılan yardımcı unsurların künyesi ve bilgisayar
oyununda (İnceEleme’de) kullanılacak metnin formatı hakkında malumat veriliyor.
Hurda teferruatı geçiyorum.
Bir istek, iki katkı, üç hesap uzmanı… İçlerinde edebiyat ilgilisi de
bulunan bir muhasebeciler dairesi… Böyle görünüyor…
Görüntü, programın yukarıya çıkardığımız sunumuna dayanmıyor, bundan ötede,
uygulamalar kendisini ele veriyor.
Uygulamalar dedim ama, hayır, burada programın yapımındaki “çoklu” ekipten
söz edemiyoruz. Ekip başının (istek sahibinin) makinesinden (bilgisayarından)
dökülmüş bir takım sayısal (istatistikî) yığınaklar…
Bakın bir, kimler malzeme olarak kullanılmış bu serüvende: Nazım
Hikmet, Enver Gökçe, Ahmed Arif, Ahmet
Muhip Dıranas, Orhan Veli Kanık, Rıfat Ilgaz, Yaşar Kemal…
Bir de küçük örnek sunalım:
“İnceEleme”den geçirilen metin: Enver Gökçe Yaşamı Tüm Şiirleri/Ayko Yay.
Genel çözümleme:
“Toplam şiir sayısı: 71
Başlıklı şiir sayısı: 71
Başlıksız şiir sayısı: 0
Toplam dize sayısı: 2277
Toplam bölüm sayısı: 126
Genel dize kurulma ortalaması: 2.18
Sıra no / Başlık / Sözcük sayısı /
Farklı sözcük sayısı / Dize sayısı / Bölüm sayısı /Bölüm dize sayıları
1
YUSUF İLE BALABAN DESTANI 4 4 1 1
1
2
BU YUSUF'UN DÜNYAYA BİR HOŞ GELDİĞİDİR sf.23 68
54 45 3 23
+ 12 + 10
….”
Sonra tek tek ayrıntı sayım dökümleri:
“Sözcük Çözümlemeleri: Genel Dağılım / Sık kullanılanlar / Bağlaçlar /
Edatlar / Fiiller /Sıfatlar/ Ünlemler / Zamirler/Zarflar / Soru Ekleri /
Şüpheli Sözcükler / Hece çözümlemesi / Harf çözümlemesi / Noktalama ve rakam
çözümlemesi / Dize Çözümlemeleri: / Ünlü-ünsüz dağılımları / Genel
ünlü-ünsüzler / Yinelemeler/Sözcük dizini/Sözcük arama…”
Bunlarla ilgili yığın yığın sayılar sayılar… Ruhsuz, acısız, sevinçsiz,
kaygısız, uluorta, vasat, hain, haya/tsız sayı yığınları… Tam da Lorca’nın
tokadını hak etmiş cinsten bir şeyler…
(İlk kez 8 Ekim 2009 tarihli Milli Gazete’de yayımlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder