Çağın revaç bulmuş bilgi dallarından birisidir Psikolojik Danışmanlık ve
Rehberlik. Yeni zamanların bu uğraş alanı, bunalmış kitlelere ve bu kitlelerin
içinde “imdat” dileyen bireylere, arındırılmış ruhsal ortamlar sunma gayesi
içindedir.
İnsanlığın âlî menfaatine dönük bu ‘soylu’ hedef, her ne kadar merkezine
‘insan teki’ni yerleştiriyor, yahut en azından ‘birey’den hareket etmeyi
önceliyor olsa da, ilk bakışta tuhaf
gelecek bir yol izlemeyi de ihmal etmemektedir: Tetkik ettiği ‘hasta’yı ‘grup’
(kitle/toplum) ortamlarında da sınamak…
Bu ‘toplu çözümleme’ seansının en önemli özelliği, ‘hasta’nın bir ‘guru’yla,
bağlısı olduğu bir ‘öncü’yle ‘sınanması’dır. Programın bu hamlesi, bireyin
‘grup hayatı’ içinde değerlendirilerek daha net sonuçlara ulaşma zaruretinden
kaynaklanmıştır ve bu süreç makûldür. Fakat sistem, tezgâhına aldığı bireyi,
onun kendisine ait hususiyetleriyle değil de, ‘lider’/‘sözcü’ kanalıyla
(‘guru’nun yapıp ettikleriyle) tetkik etmesi, şaşırtıcı bir durumdur: Siz
sistemin tuzağı diyebilirsiniz?!
Değil elbette, çünkü toplum hayatının da kendine has manzaraları vardır. Bu
gerçeklik bilinirken bireyi fanusunda tutup yapay bir ortamla yetinmenin
kullanılırlığı elbette tartışılır. Öyleyse bırakalım, bir de aidiyet ağı içinde
olduğu ‘lider’i, ’sözcü’sü yahut ’efendi’si kanalıyla teşrih edelim onu.
Tabii buradaki ilk mesele, ‘hasta’mızın sözkonusu herhangi bir ‘ilişki
ağı’yla bağlantı yoğunluğu olacaktır. Normal bir ‘toplum’ ortamında ‘sıradan’
bir grupla ‘bağlantı’ içindeyse, çözüm süreci renkli olmayacaktır. Oysa girift
ağlarla örülü bir ‘grup’, psikolojinin her daim ilgisini çekmiştir: Sözgelimi,
‘yıkayıcı’ önünde ‘ölü’ olmaya ‘teşne’ bir ‘ruh’ hayli merak uyandırıcıdır…
Bu cinsten oluşum hikayelerine Doğu veya Batı, hiç fark etmez, pek çok
mitik ve mistik ortamlarda rastlıyoruz. Sözü asıl bağlayacağımız yer burası
olmamakla beraber, dünyayı yerle bir eden birkaç vak’ayı hatırlatmadan
geçmeyelim: “People’s Temple” (İnsanlık Tapınağı) tarikatının ‘hem lideri hem
de Tanrı’sı olarak Jim Jones ‘halkına’ siyanürlü portakal suyu içirmiş ve
onları intihara sürüklemişti. David Koresh’in ‘kurucu ve daimi hâkimi’ olduğu
“Kıyamet Çiftliği” teşkilatının üyeleri, ‘öncü’nün isteği üzere kendilerini
yakarak hayata topluca nokta koymuşlardı. Asahara’nın 'Aum Shinrikyo' grubu
ise, yok ederek yok olmayı tercih
ediyor, toplu katliamlar düzenliyordu. Bunlar, konumuzla bir bakıma ilgili ve
ibretli oluşumlardır…
‘Guru’larının iki dudağından çıkan bir sözle âkıbetlerini bağlayan
bireylerden oluşan ve toplu intiharlar ve katliamlarla tarihteki yerlerini
almış olan bu yapılanmaları detaylandırmak yazımız için gerekli değil. Bunun
yerine, benzeri oluşumların varlığına parmak basmak kaygısıyla, sanat,
edebiyat, hadi biraz daha daraltalım, şiir aleminde benzeri ‘aile
şirketlerinin’ olup olmadığına göz atmaklığımız daha ‘hesaplı’dır. Sorumuzu net
soralım: Şiir aleminin psikolojik tahlile muhtaç ‘guru’ları ve ‘kuzu’ları var
mı? Varsa, hangi ‘esaslar’ dahilinde dudak uçuklatmaktadırlar? Onları nasıl
tahlil ve tahrip edebiliriz? Vs…
Var ve âkıbetleri aynen yukarıda belirttiğimiz sosyal grupların hâliyle
benzerlik gösteriyor: ‘Guru’ konumundaki ‘üstâd’ şairin mevkî yapmak, eleman
şair ‘kuzu’ların ise bir süre sonra mevkî atlamak amacıyla kurdukları bir
ortaklıktır bu. Sistem, üstâdın el vermesi, elemanın el pençe durup etek öpmesi
şeklinde vasatî bir süre devam eder. Efendi, yazdığı ‘geleceğin şairleri’
konulu kalem oyunlarında, sisteme kayıtlı ‘yavru’larını işaret eder dururken;
‘yavru’ eleman fırsat buldukça ‘lider’i için dergiler çıkarır, özel sayılar
yapar, ithafnameler düzer… Elemanın aferin aldığı en önemli etkinlik ise,
‘öncü’sünün taklidini yapmak, onunkine benzer metinler peydahlamaktır. Böylece,
bütün hamleler bittiğinde, edebiyat alemini, şiir adına ‘intihar’ veya ‘katliam’ ölüleri
kaplamaktadır.
Teşbih hatasız olmaz, ‘People’s Temple’ı geliştirmek için kapı kapı dolaşıp
evcil maymun satan ‘lider ve tanrı’ Jim Jones, şiir dünyasında kimlere karşılık
gelsin istersiniz? “Geleceğin şairleri” unvanı verdiği genç elemanlarının taze
şiirciklerini pazarlayan üstadlara mı? Üstadların üslubundan mülhem taze
‘poem’lere imza atanlar, evcil maymun mu oluyor böylece?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder