Filozof Köpek (Joaquim Maria Machado de Assis, T. İş Bankası
Kültür Yay., İst., 2005, 284 s.) romanının mühim kişisi Rubiāo günün birinde
bir çocuğu at arabasının altında kalmaktan kurtarır. Kendi canını tehlikeye
atarak gerçekleştirdiği bu olaydan, elindeki küçük bir kanamayla sıyrılmıştır.
Fakat başta çocuğun annesi olmak üzere çevredekilerin yüksek şükranlarıyla
karşılaşır.
Bu olay gerçekleştiğinde Rubiāo, kendisini kahramanlığa
ulaştıracak yolculuğun daha başındadır. Evden çıkarken Atalaia adlı gazeteye
abone olmak niyetindeyken, kendisini olayın içinde buluvermişti. Gazeteye
vardığında ise artık yolun nihayetindeydi.
Editör Camacho, onun mendile sarılı elini görünce, mal bulmuş mağribi
hesabınca Rubiāo’yu sorgu suale çeker. Rubiāo’nun olayla ilgili anlatımı
sıradan, samimi ve dostanedir. Kuşkusuz, ertesi günkü gazetede iki sütunluk
haber oluncaya kadar…
Rubiāo, parlak harflerle yazılmış adını görünce önce şaşırır,
sonra sıkılır. Bir ara huzuru kaçar. Haberi okuma ihtiyacı duymadan bir tarafa
atar. Dayanamaz, farklı ruh halleri içinde birkaç okuma çabası içine girer. Son
okuyuşunda, Camacho’nun kompozisyon oluşturmadaki ustalığını fark eder: “Ne
anlatım ama!” Artık Rubiāo’nun dikkati Camacho’nun kullandığı sıfatlar
üzerindedir ve bunlardan keyif almaktadır: “Seçkin arkadaşımız, cesur
dostumuz…”
Öğle saatlerine doğru Rubiāo’nun adı milletin dilinde “Aziz
Vincent de Paul” (Hristiyan din adamı; İncil’de geçer.) haline dönüşmüştür.
Bu kadar mı? Hayır! Aziz Paul haline dönüş Rubiāo’yla sınırlı
kalsa iyi! Ortalık Vincent’den geçilmez hale geliveriyor. Olayı “Kahraman
Rubiāo”nun ağzından dinlemek isteyen meraklılar, bu amaçlarına ulaşmakla
kalmıyor, bir adım daha atıp, kendilerini de o yüksek statüye yerleştiriyorlar:
“Biri bir seferinde bir adamı, bir başkası da derede yüzerken boğulma tehlikesi
geçiren bir kızı kurtarmıştı. Hatta biri intihar etmek üzere olan bir adamın
elinden silahı alıp bir daha buna kalkışmayacağına yemin ettirerek onu nasıl
kurtardığını anlattı. Şimdiye kadar gizli kalmış bütün parlak eylemler,
kabuklarını kırıp başlarını çıkarıyor, Rubiāo’nun üstün ve parlak eyleminin
etrafına tüysüz ama gözleri açık civcivler gibi toplanıyorlardı.”
Diğer “civcivler”in akıbetini bilmiyoruz, fakat Rubiāo’nun özgün
“başarı”sı başka bir gazeteye, üstelik ilkinin “iki katı büyüklükte” bir haber
olarak taşınıyor; böylece adı çevresinde muhayyel bir hâle oluşuyor…
Gücünü Machado de Assis’in eğlenceli üslubundan alan ve
zamanımızda kahramanlık denen hâlin nitelikleri hakkında ilginç ipuçları vermek
maksadıyla kaleme alınan bu kısa yazımızdan bir hisse çıkarmak ister
misiniz?
Öyleyse, çevrenize iyi bakın, günlük hayatınıza, sosyal
ortamlarınıza, iş yerlerinize, okullarınıza, okuyup yazdıklarınıza... Edebiyat,
sanat, siyaset, hukuk, tarih, devlet, vb. sayfalarına… Nice kahraman namzedi…
İrili ufaklı nice kahraman... Şaşırmaya gerek yok. Üstelik bugünün manzarası da
değil sadece. Tarihin atık kutusu bu kahramanların “ölü” halleriyle dopdoludur…
- Anlamadım, “kahraman” için siz ne dediniz?
-
Kahramanım şüphe!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder