25 Ekim 2019 Cuma

KAHRAMAN ŞÜPHE

Filozof Köpek (Joaquim Maria Machado de Assis, T. İş Bankası Kültür Yay., İst., 2005, 284 s.) romanının mühim kişisi Rubiāo günün birinde bir çocuğu at arabasının altında kalmaktan kurtarır. Kendi canını tehlikeye atarak gerçekleştirdiği bu olaydan, elindeki küçük bir kanamayla sıyrılmıştır. Fakat başta çocuğun annesi olmak üzere çevredekilerin yüksek şükranlarıyla karşılaşır.
Bu olay gerçekleştiğinde Rubiāo, kendisini kahramanlığa ulaştıracak yolculuğun daha başındadır. Evden çıkarken Atalaia adlı gazeteye abone olmak niyetindeyken, kendisini olayın içinde buluvermişti. Gazeteye vardığında ise artık yolun nihayetindeydi.  Editör Camacho, onun mendile sarılı elini görünce, mal bulmuş mağribi hesabınca Rubiāo’yu sorgu suale çeker. Rubiāo’nun olayla ilgili anlatımı sıradan, samimi ve dostanedir. Kuşkusuz, ertesi günkü gazetede iki sütunluk haber oluncaya kadar…
Rubiāo, parlak harflerle yazılmış adını görünce önce şaşırır, sonra sıkılır. Bir ara huzuru kaçar. Haberi okuma ihtiyacı duymadan bir tarafa atar. Dayanamaz, farklı ruh halleri içinde birkaç okuma çabası içine girer. Son okuyuşunda, Camacho’nun kompozisyon oluşturmadaki ustalığını fark eder: “Ne anlatım ama!” Artık Rubiāo’nun dikkati Camacho’nun kullandığı sıfatlar üzerindedir ve bunlardan keyif almaktadır: “Seçkin arkadaşımız, cesur dostumuz…”
Öğle saatlerine doğru Rubiāo’nun adı milletin dilinde “Aziz Vincent de Paul” (Hristiyan din adamı; İncil’de geçer.) haline dönüşmüştür.
Bu kadar mı? Hayır! Aziz Paul haline dönüş Rubiāo’yla sınırlı kalsa iyi! Ortalık Vincent’den geçilmez hale geliveriyor. Olayı “Kahraman Rubiāo”nun ağzından dinlemek isteyen meraklılar, bu amaçlarına ulaşmakla kalmıyor, bir adım daha atıp, kendilerini de o yüksek statüye yerleştiriyorlar: “Biri bir seferinde bir adamı, bir başkası da derede yüzerken boğulma tehlikesi geçiren bir kızı kurtarmıştı. Hatta biri intihar etmek üzere olan bir adamın elinden silahı alıp bir daha buna kalkışmayacağına yemin ettirerek onu nasıl kurtardığını anlattı. Şimdiye kadar gizli kalmış bütün parlak eylemler, kabuklarını kırıp başlarını çıkarıyor, Rubiāo’nun üstün ve parlak eyleminin etrafına tüysüz ama gözleri açık civcivler gibi toplanıyorlardı.”
Diğer “civcivler”in akıbetini bilmiyoruz, fakat Rubiāo’nun özgün “başarı”sı başka bir gazeteye, üstelik ilkinin “iki katı büyüklükte” bir haber olarak taşınıyor; böylece adı çevresinde muhayyel bir hâle oluşuyor…
Gücünü Machado de Assis’in eğlenceli üslubundan alan ve zamanımızda kahramanlık denen hâlin nitelikleri hakkında ilginç ipuçları vermek maksadıyla kaleme alınan bu kısa yazımızdan bir hisse çıkarmak ister misiniz? 
Öyleyse, çevrenize iyi bakın, günlük hayatınıza, sosyal ortamlarınıza, iş yerlerinize, okullarınıza, okuyup yazdıklarınıza... Edebiyat, sanat, siyaset, hukuk, tarih, devlet, vb. sayfalarına… Nice kahraman namzedi… İrili ufaklı nice kahraman... Şaşırmaya gerek yok. Üstelik bugünün manzarası da değil sadece. Tarihin atık kutusu bu kahramanların “ölü” halleriyle dopdoludur…
- Anlamadım, “kahraman” için siz ne dediniz?
- Kahramanım şüphe!

Hiç yorum yok: