14 Kasım 2019 Perşembe

İKİNCİ YENİ NEDİR?

Son zamanlarda İkinci Yeni Şiir Hareketi ile ilgili tartışmaların arttığını görüyoruz. Bunda özellikle Yusuf Kaplan’ın önce Kuşluk Vakti dergisinde, ardından Yeni Şafak’ta kaleme aldığı makalelerin etkisi oldu. Ne var ki, Kaplan’ın etkisiyle farklı ortamlarda cereyan eden tartışmalar, istisnalar hariç, dikkate değer bir üretim sergilemedi. Hatta sözü güncel politik zırvalamalar noktasına kadar vardırıp, İkinci Yeni şiiri ile “Cumhuriyet’in kazanımları” ile ‘özdeş’ görenler de çıktı.
Biz burada, İkinci Yeni ile ilgili sahih bir çalışmaya imza atmış birisi olarak, Gelenek ve İkinci Yeni Şiiri (Kültür Bak., Ank.,2002) adlı çalışmamızdan, konuyla ilgili birkaç dipnotu açıp, dikkatlere sunacağız.
Öncelikle şunu belirtelim: İkinci Yeni Hareketi’nin ortaya çıkışı ile ilgili üç esaslı görüş vardır: Bunların ilkini bugün ele alacağız:
Bu, ‘devir ruhu’ndan hareket edip, probleme politik bir noktadan yaklaşanların görüşüdür. Bunlara göre,  İkinci Yeni şiiri 1950’lerde yaşanan siyasî ortamın sonucudur veya bu ortamı derinliğine hissetmiş olmanın sancılarını yansıtır. Diğer bir ifade ile, onlar, İkinci Yeni’yi, 1950’lerde Demokrat Parti (DP)’nin baskısı sonucu oluşan bir şiir hareketi olarak görürler.
Devir etkisinin İkinci Yeni’nin meydana gelmesindeki yegâne sebep olduğu şeklindeki görüşün sahiplerinden birisi Attilâ İlhan’dır. Attilâ İlhan, İkinci Yeni’yi  ‘âdeta diktanın işine gelir bir sapıklık’ hareketi olarak adlandırır. (Bkz. İkinci Yeni Savaşı, s. 93) Ona göre nasıl Garip şiiri  ‘İnönü Diktası’nın şiiri idiyse, İkinci Yeni de, ‘Menderes Diktası’nın’ şiiridir. (Aynı eser, s. 7.)
Bir dönem, ‘İkinci Yeni Olayı’ isimli kitabıyla, bu hareketi geniş boyutlu inceleyen tek araştırmacı olarak adı anılan Asım Bezirci, konuyla ilgili olarak, siyasî ve sübjektif görüşler bildirir. Ona göre, Garip gibi,  İkinci Yeni de belli bir sosyal ortam içinde oluşmuştur. 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti’nin oluşturduğu bu ortamın temel özelliklerini ‘baskı ve bunalım’ sözcükleri özetlemektedir. Bu yüzden, Garip gibi, İkinci Yeni’ye de ‘baskı ve bunalım şiiri’ (Bkz. İkinci Yeni Olayı, s. 56-57) denilmiştir.
Hemen belirtelim, Attilâ İlhan ile Asım Bezirci, olaya siyasî bir pencereden, daha da ötede, Marksist bir yaklaşım ve toplumcu sanat anlayışıyla yaklaşırlar.
Bunun yanında, İkinci Yeni’ye yönelik bu yaklaşımların bir sebebi de, bu şiirin ‘sosyal yapı karşısındaki tutumuyla’  (Ramazan Kaplan, Şiirimizde İkinci Yeni Hareketi adlı tez, s. 4) da ilgilidir.
Peki, şikayetçi olunan sosyal yapı ile ilgili neler söylenebilir?
İkinci Yeni’nin hayat bulduğu 1950’li yıllarda iktidardaki parti DP’dir. Çok partili hayata geçişin bir aşaması ve ‘siyasal düzenin demokratikleşmesi yolunda somut bir adım’ (Emre Kongar: İmparatorluktan Günümüze Türkiye’nin Toplumsal Yapısı I, s. 160) olarak, 1946’da, CHP’den ayrılan bir grup milletvekili tarafından kurulan DP, kısa bir süre içerisinde hızla büyümüş, 1950’de yapılan seçimleri yüzde 53’lük oy oranıyla birinci bitirerek iktidara gelmiştir.
1950-1960 yılları Türkiye’sine damgasını vuran DP, programındaki ilkelere göre ‘liberalizm ve demokrasi’yi hedeflemiş, ‘tek parti diktatörlüğünü tasfiye etme’yi kendisine esas gaye edinmiştir. 
DP iktidarının belli başlı niteliklerini, Emre Kongar yukarıda adı geçen eserinde, kuşkusuz kimi zaman duygularına hâkim olamayarak, şöyle özetler:
DP iktidarı, ‘sivil ve asker bürokrasi ile aydınlara karşı olumsuz bir tutum’ sergilemiştir.  ‘Gerçek demokratik ilkelere uygun davranışlar yerine, tek parti dönemine öykünen uygulamalara’ yönelmiştir. ‘Batı dünyası ile ekonomik ve siyasal bütünleşmeye kesin bir inanç’ beslemiştir. Siyasî ve ekonomik olarak Batı ve ABD ile bütünleşerek, Atatürkçülüğün ‘emperyalizm ile uğraşma’ ilkesinin ortadan kaldırmış ve ‘NATO’ya kabul edilebilmek için Kore’ye asker’ göndermiştir. Ayrıca ‘kimi Atatürk devrimlerine karşı olumsuz bir tutum’ sergilemiş,  örneğin, ‘dil devrimine açıkça karşı’ çıkmış,  ‘dine karşı’ yumuşak davranmış, böylece ‘laiklik ilkesi’ne yara aldırmıştır. Bunların yanında, DP’nin iktidarda gerçekleştirdiği ‘en önemli niteliklerinden biri, halkla bütünleşmesi’dir. Öyle ki, ‘Cumhuriyet döneminin siyasal tarihinde ilk kez halk ve özellikle köylü, iktidar üzerinde bir güce sahip olduğunun bilincine’ varır.
DP iktidarının bu niteliklere bağlı çalışmaları, kendisini ‘gerici’ diye suçlayan ‘devletçi-seçkinci’ gruplar tarafından sürekli eleştirilir. Özellikle ‘sivil ve asker bürokratlar’ ile ‘aydınlar’ DP’nin gidişatından oldukça rahatsızdırlar. Bu kesimlerin eleştirileri 1954 ve 1957 seçimlerinden sonra da devam etmiştir. Nihayet 27 Mayıs 1960 darbesi de aynı kesimlerce tertiplenmiş veya alkışlanmıştır.
Şimdi, İkinci Yeni’ye gelelim. İkinci Yeni Hareketi’ni DP dönemi şiiri olarak görenler, DP’ye karşıt olanlardır. Temel dayanakları ise, İkinci Yeni şairlerinin DP’ye karşı edilgen bir tavır sergilemiş olmasıdır. Öyleyse, bu şiir hareketi, negatif bir oluşumdur ve savaşılması gerekir. Gerek Attilâ İlhan’ın  “… Savaşı”,  gerekse Asım Bezirci’nin  “…Olay”ı çıkarma sebepleri budur.
İyi de, günümüzün “Cumhuriyet’in kazanımcıları”na ne oluyor? Üstatları bu hareketle cenk eylemişken, İkinci Yeni Hareketi hangi gerekçelerle kendi ‘tekel’lerine dönüşüyor?

(5 Şubat 2009, Milli Gazete)

Hiç yorum yok: