18 Aralık 2018 Salı

CEMAL SÜREYA'DA MİTOLOJİK İKİLEM

İkinci Yeni şairleri arasında mitoloji meselesine net bir tavırla yaklaşan ve bu tavrı Papirüs dergisinin Ağustos 1966 tarihli sayısındaki başyazısıyla yansıtan Cemal Süreya, sonradan tavrının dışına çıksa da, önemli şeyler söylemiştir.
O yıllarda özellikle Melih Cevdet Anday ve Edip Cansever’de aşırı bir ilgi (“iştahla dadanma”) şeklinde tezahür eden mitolojik girişimlere tepki veren Cemal Süreya, konunun abartıldığını belirtir. Cemal Süreya, “Yunan Mitolojisine” “kendi mitolojimiz gözüyle bak”anların yanlış düşünce içinde olduklarını söyledikten sonra, bu hareketin tarihî seyrine dair bilgeler verir. Ardından, “Bir mitoloji gerekiyorsa bu kendi efsanelerimizden çıkan bir mitoloji olmalıdır. Şiirin evreni dildir. Her dilin kendi toplumuna özgü efsanelerle içiçe bir mantığı, bir işleyişi vardır. Birlikte gelişmişlerdir. Aynı gelişim sürecinin potasında kaynamışlardır. Bir dili kendi efsanelerinin dışına doğru hareket ettirebiliriz belki. Daha doğrusu onlardan bağımsız bir şekilde kullanabildiğimiz olur. Ama başka bir mitolojinin lejandlarıyla doldurmamız dildeki şiirsel kökü yavanlaştıracaktır. Bunun evrensellikle hiçbir ilgisi bulunmadığını da sanmaktayız.” der.
Yunan Mitolojisinin bilinip öğrenilmesini “zenginleştirici bir güç” olarak gördüğünü belirten Cemal Süreya, bunu “kendi mitolojimizmiş gibi işleme”yi “gereksiz olduğu kadar sakıncalı bir iş” olarak görür. Bu arada zaten bu mitolojinin efsaneleri, “bizim sanatımızda yabancı öğeler halinde kalmaktan ileri gitmemektedir.” Bu düşüncelerini on yıl sonra yazdığı “Kıta Sahanlığından” başlıklı yazısında da tekrarlamaktadır Cemal Süreya. Melih Cevdet Anday’ın 1976 Yeditepe Ödülü’nü de alan Teknenin Ölümü adlı kitabı üzerine yazdığı bu yazıda, mitolojiyle bağlantılı olarak özetle şunları söyler: Melih Cevdet’in Grek mitolojisine aşırı bağlılığı şiirlerinde bir yabancılık duygusu uyandırmaktadır. Onun bu kitabındaki şiirlerde bir güzellik olmakla birlikte, bu, çeviri şiir güzelliğine benzemektedir. Cemal Süreya, “bana ters geliyor içinde döndüğü mitoloji” diye itiraz ediyor Melih Cevdet’e.
Cemal Süreya’nın bu düşüncelerini bir yanda tutalım; onu şiirlerinde farklı bir tutumla başbaşa yakalarız. Bir “eleştiri-deneme” kitabına mitolojik suretleriyle bilinen bir antik coğrafyayı (“Kıta Sahanlığı”nın da içinde bulunduğu Uzat Saçlarını Firigya adlı kitap) ad yapan şair, bütün şiirlerini ihtiva eden Sevda Sözleri’nde de bu unsurlara yer verir. Bunların neler olduğunu ve hangi şiirlerde bulunduğunu belirtelim: “Bir Kentin Dışardan Görünüşü” (s. 75) şiirinde “Eski Frikya”, “Fenikelileşememek” ve “Serhas’ın askerleri”; “Sımcıcak, Çok Yakın, Kirli” (s. 85) başlıklı metninde “Belkıs’ın delik incisi”; “Ortadoğu”da (s. 105) “Sayda’yı Hatusas’ı Troya’yı/ Alfabe ihraç eden Fenike’yi”; “Karacaoğlan” (s. 207) manzumesinde “simürg”; “Kısa Türkiye Tarihi III”de (s. 221) “O yunani o güzel yolculuklar”, “Mutsuzluk Gülümseyerek” (s. 256) şiirinde “ey Troya yolcusu”; “16 Dize”   (s. 271) adlı metinde “Mitos yitme n’olur”; “Göller Denizler”  (s. 296) manzumesinde  “Tanrılar karıştırır durur denizleri” ve “Bugün Ne?”de (s. 305) “Ağaçların Afroditi”…
Cemal Süreya’nın şiirlerinden iki örnek sunarak yaptığımız sayım dökümü pekiştirelim:
“Mutsuzluk Gülümseyerek” (s. 256) adlı metinde “Troya” şöyle anılıyor:
“Ey otobüssever ey Troya yolcusu
Anımsarsın, günlerce konuşup durmuştuk
O İB (ipekböceği) sesli kadını;
Birinin Grönland’ı olmaya hazırlanıyordu.”

“Bugün Ne?” adlı metninde (s. 305) ise “Afrodit”e yer verilir:
“…. seni ve hayatımı
Ne olduğu iyice kestirilemeyen bir parıltı gibi
Geride bırakarak gidiyorum. Nereye?
Yarın bütün bu ağaçları sulayacaklar
Ağaçların Afroditini anımsadım şimdi
O ağacın yanından geçerken gökyüzü ne derindi”

Sonuç olarak şunu diyebiliriz: Cemal Süreya başlangıçta şiirde mitolojik yararlanmaya karşı itirazî bir tutum sergilemiş olsa da zamanla bu görüşünü değiştirmiştir. Buna benzer tutarsızlıklar farklı hususlarda olmak üzere İkinci Yeni şairlerinde genellikle görülür. Çelişkiler ve tutarsızlıklar kuşağının bir şairi olan Cemal Süreya’nın mitoloji karşısındaki ikili tutumunu yadırgamamak lazımdır. 

(7 Ağustos 2014 tarihli Milli Gazete için yazılmıştı.)

Hiç yorum yok: