15 Aralık 2018 Cumartesi

İLHAN BERK'İN "ŞEYLER KİTABI"NDA TAHRİBAT PORNOĞRAFİSİ

İlhan Berk’in Şeyler Kitabı’nı (YKY, 2. Bas., İst., 2008 –İlk Basımı 2002) dini, özellikle de İslâmî unsurlarla irtibatı açısından inceleyeceğiz.

Bu kitap, şairin daha önce Çok Yaşasın Sayılar (Adam Yay.,1998) ve Şeyler Kitabı: Ev (Sel Yay.,1997) adlarıyla yayımladığı münferit kitaplarına yaptığı eklemelerle oluşturulmuştur.

Şeyler Kitabı, asıl adı Paulos Silentiarios olan Mabeyinci Pavlos’un “Hermes’e” başlıklı metni ile açılır. M.S. VI. Yüzyılda yaşamış olan Mabeyinci Pavlos, Ayasofya’nın açılışında sunduğu “Ayasofya’nın Betimlemesi” adlı uzun kaside ile tanınır.

Kitabın “Bir Şey Olanlarla Bir Şey Olmayanlar” başlıklı ilk metnine “Cümle eşya uykusundan uyandı” (s. 15) şeklinde kutsal metinlere mahsus bir cümle ile başlayan İlhan Berk, bununla sanki emrindeki nesnelere hayat bahşetme iddiasında bulunmaktadır.

İlhan Berk, “Lir” adlı manzumesinde iyi bir şiirin anlamını kolay kolay ele vermediğini söylerken, bunu “Resullerin sözleri gibi sıradağlar kurmuştur.” (s. 19) dizesiyle örneklendirmekte, yorum yerindeyse, kendi metinlerini de peygamberlerin sözlerine teşbih etmektedir. Nitekim aynı metnin başka bir bölümünde vahiyden de bahsetmekte ve şöyle demektedir: “(Arıların vahiyle çiçeklerden bal topladığını okudum.)” (s. 22)

Şeyler Kitabı’nda Allah / Tanrı lafzının farklı bağlamlar eşliğinde oldukça çok kullanıldığını görürüz. Sözgelimi “Suyu Gördüm, 2” başlıklı metinde şu ifadeleri görürüz: “Suyu/gördüm.// Su/her yerde/su.// Su/Allahın/yüzünü/görmüştür.”(s.30) Burada, anlatıcı suyu “gör’üyor, su da “Allah’ın yüzünü”… Söz konusu olan karşılıklı bakışım mıdır? Yani anlatıcı kendini Tanrısallaştırıyor mu?

İlhan Berk, eserinin Çok Yaşasın Sayılar bölümünde ‘1’i anlatırken şunları söyler: “1 çoktur, özellikle ‘çok’ birdir./Bir kitap bile yazılabilir 1’in başından geçenler için./Bu da yetmeyebilir./Yetmez, yarası iyileşmez çünkü 1’in./Her şeydir./Her şeyden önce de Tanrıcıdır./(Tanrı’dan kim kurtulmuştur?)/Bunu bilmek bile yeter değil mi?/Ama hayır, Plotinus işi daha da ileri götürür./1 Allah’ın oğludur ona göre./Dünyanın da sağ koludur./Allah gibi de usla kavranmaz, anlaşılmaz./1’in ne olduğu değil de, ne olmadığı ancak söylenebilir./Hem yalnız bu da değil:/Başlangıcı ve direğidir dünyanın./Ben 1’in şairlerin önünü kapadığını da söyleyebilirim.” (s. 178)

İlhan Berk, “Çok Yaşasın Sayılar”da “Dört”ü anlatırken “Tanrı’yla arası da 4 adımlıktır.” (s. 191) ifadesini kullanır.

“Çok Yaşasın Sayılar”ın sembolik anlatımı içinde, bu bölümün “II” başlıklı kısmında İlhan Berk, Karl Weierstrass’dan bir alıntı yapar: “Karl Weierstrass/istediği kadar ‘Tamsayıları Tanrı, gerisini biz yarattık’ desin. Bu böyle de/olsa, bunu hak ettiğimiz söylenemez.” (s. 214) der.

 “Çok Yaşasın Sayılar”ın “III” başlıklı bölümünde “Tanrı gibi de –handiyse- insanın ölümünü ister./ (TANRI, ÖLÜMÜN ADIDIR.)/ 3, Teslis’le büyümüştür.” şeklinde bir kullanım yer almaktadır. (s. 233) İlhan Berk aynı bölümün bir başka yerinde Platon ve Shakespeare’e yaptığı atıflar bağlamında “tek sayılar”a tanrısallık bahşeder: “Platon’a göre kötülük çiçekleridir çift sayılar. Shakespeare de çift sayıları dışlayacak, tek sayıların tanrısal olduğunu söyleyecektir.” (s. 237) Bu yargının hemen ardından “12” sayısı üzerinde duran şair, şöyle der: “12 sayısı yerini almakta hiç gecikmez. Zodyak bir sayı olduğu için gökyüzlerini seçer; ama oklarını yeryüzüne yağdırmayı da bırakmaz. 12 imi, 12 Tanrıyı imler. 12 Dürer’in de ilgisini çekmiş, 1515’te yaptığı bir dünya haritasında yerküreyi etkileyen 12 rüzgârı anmayı unutmamıştır.” (s. 238)

Aynı bölümde “çok basamaklı sayılar”la ilgili yargılar da bildirir. Bu bölümde şair 99 sayısını şöyle anlatır: “Allah’ın (varolup da varolmayan) 99 Güzel adı.” Burada dini imaj yüklediği diğer sayılar ve bunlarla ilgili söyledikleri şöyle sıralanabilir: “144 Yuhanna’nın sevgili sayısı (ki Sion Dağı’nın eteklerini süsler).” “440 Cehennem Hazırlayıcı.” (s. 240)

Şeyler Kitabı’nın “Ev” bölümünde, dahası bu bölümün 1 nolu metninde ev ile Tanrı arasında ilişki kurulur: “Ev ki ayrıntıdır (Tanrı da ayrıntılardadır)./ Susmalar, küçük sevinçler, küçük acılar, küçük konuşmalar, yalnızlıklar…” (s. 278)

İlhan Berk, Şeyler Kitabı’nda “Tanrı” ile ilgili bahsettiğimiz bu kullanımların yanı başında, farklı dini motiflere de yer vermiştir. Sözgelimi “Taşlar” başlıklı metnine “Yuhanna’nın Vahyi”nden bir epigrafla başlamıştır: “… Ve ona beyaz taş vereceğim ve taş üzerine alandan başka kimsenin bilmediği yeni bir isim yazılmıştır.” (s. 39)

 “Sarıasmakuşu” başlıklı metninde “Resuller gibi de inlerde sihir diline çalışmış, geleceği salık vermek için de Sufiler, simyacılar, Kabalacılarla arkadaşlık etmiş, İncil’i İblis’e göre yorumlamış; şiirin ölümden kazdıklarını kâr hanesine yazmış” diyerek Enis Batur’u anlatır. Bu anlatıma birkaç satır sonra anılan şahsın (Enis Batur’un) “Bir keşiş./Bir yalvaç da.” şeklinde takdimi de eklenecektir.(s. 53)

İlhan Berk, kitabının “Çok Yaşasın Sayılar” kısmında “Sayılar Simge Ormanlarıdır.” dedikten sonra “3” ü “Bakire Meryem.” olarak adlandırır. Bu bölümün “Bitirme” başlıklı metninde ise “3”ü anlatırken, “Muhammet bile 3 sayısına sıcak bakmamıştır. Ama bu onun bileceği bir şey.” (s. 264) der.

Şeyler Kitabı’nda dinî içerikle özdeşleştirilecek son husus, başka yerlerde de dile getirdiği yazmanın cehennem olduğu şeklindeki kanaatidir. (s. 272)

İlhan Berk’in, çeşitli dinlere mahsus kimi değerleri edebî metinlerinde kullanmakta –özellikle tahrif ederek- pek mahir olduğunu Şeyler Kitabı özelinde görmüş olduk…

( Bu yazı, 7 Şubat 2013 Perşembe günkü Milli Gazete için kaleme alınmıştı.)

Hiç yorum yok: