3 Şubat 2020 Pazartesi

AMERİKA'NIN UYKUSU KAÇTI


Havaların sıcak gitmesi, özellikle kar yağışının gecikmesi, bırakın insanları, başka canlıları dahi etkiledi. Bu, olumsuz bir etki. Beride, mevsim sıcaklığının alışılanın üstünde seyretmesiyle yataklara düşen hemcinsimizin sayısı artadursun, biraz ötede, ormanda, hayvanların canı çıkmaktadır. Sözgelimi ayıların! Günlük bir Türk mevkutesinin üst manşetine göre, şu günlerde “ayıların uykusu kaçmış”tır…
Buna niçin şaşmalı ki? Pek tabii, kış kışlığını göstermez, kar yağmaz, soğukluğun hükmü ortalığı kasıp kavurmazsa, bunun bir ceremesi olacaktır. Ayıların bahtına kış uykusunun haramlığı düşecektir!
Malûmunuz olsa gerektir, genellikle kuytu ormanlarda, ağaç oyuklarında veya büyük kayaların arasındaki çukurlarda, mağaralarda, inlerde yaşayan ayılar, sıcak mevsimlerde bol bol beslenip semirirler. Etçil veya otçul, yahut hem etçil hem otçul olabilen bu hayvan, kış uykusuna yattığında bu gıdalarla idare edecektir…
Şimdi nereden çıktı bu ayı bahsi demenize fırsat vermeyeceğim. Böylesi sıradan bir soruyu ciddiye almaktansa, “ayı” külliyatına hizmet etmenin gururunu yaşayacağım! Böylece adımız yıldızlara yazılmasa bile Anton Çehov, William Walton, Jean Jaques Annond, Jamie Smart, Marian Engel gibi farklı türde “Ayı” yazıcısı aktörle anılır hale gelecektir! Az başarı mı? 
Yanlış anlaşılmasın, meseleye bir zoolog hassasiyetiyle yaklaşmak niyetinde değilim. Fakat anlam dünyası zengin edebî ağlarla örülmüş bir hayvanın etinden budundan bahis açmamak ayıp olur: Bir kere, ayı dediğin iri yapılı, büyük kafalı, kısa olmakla beraber güçlü bacaklı olur. Küçük gözlü, yuvarlak ve dik kulaklı bu hayvan, ağzında cinsine göre kırk küsur diş taşır. Beş parmaklı ayaklarında, içeri çekilip çıkarılabilen tırnaklar bulunur. 
Ayılar cins cinstir. Renk itibariyle, kutup ayısının beyazlığını dışarıda tutunca, ayılarda en çok rastlanan renklerin siyah ve kahverengi olduğunu görürüz. Renk ayrımını bir tarafa bırakırsak, cümleyi ayıların bugün yeryüzünde yaşayan cinslerine bağlamış oluruz. Eldeki kayıtlar, ayı ailesinden günümüzde varlığını sürdüren sekiz türün olduğu yolundadır: Boz ayı, Kutup ayısı, Malaya ayısı, Dudak ayısı, Büyük panda, Gözlük ayısı, Asya siyah ayısı, Amerika siyah ayısı...
Şimdi durup da bu sekiz tür ayıdan haber doğurmak size işkence etmekle eş anlamlı olmaz mı? Hay hay! Fakat bir tanesini bari dikkatinize arz edeyim, içim açılsın!
Bu, sonuncusudur. Amerika ayısıdır. Adını, ana vatanı Kuzey Amerika’dan esinlenip almış. O coğrafyanın en yaygın ayı türü olduğunu kaydediyor kitaplar. Siyah renklidir diyor. Kaynaklarımız böyle söyleye dursun, biz, söz sanatının engin ufkundan bir geçit bulup, dünyayı işgal etmeye çalışan Amerikan ayısına sataşalım!
Zavallı gerçek ayıların, hatta ana vatanından ötürü “Amerika siyah ayısı” adını taşıyan hayvanın ne suçu var ki böylesi bir ilişkide adlarını kullanıyoruz? Gayet basit. Dünyayı kan gölüne çeviren Amerika’nın da –tıpkı ayılar gibi- uykusunun kaçmış olduğu gerçeği… Bir farkla, tabiatın hâşin –ve yerine göre- masum canlısı ayı dünyanın ısınması ile feleğini şaşırırken, dünya zalimi Amerika’nın uykusuzluğu,  dirençli mazlumların onurlu duruşundan kaynaklanıyor.
Şöyle bitirelim: Mağlubiyet zemininde yuvarlanmaya başladığı için Amerika’nın uykusu kaçarken, onunla stratejik ortaklığa girmiş olan bizdeki şaşkınların uykusu hâlâ depderin!?

(İlk kez 18 Ocak 2007'de Milli Gazete'de yayımlanmıştır.)

Hiç yorum yok: