12 Şubat 2020 Çarşamba

HASAN AYCIN'IN KILAVUZ KARA KÖPEKLİ KRAL ÇIPLAK ÇİZGİSİ



Hasan Aycın'ın Yedi İklim dergisi 353. (Ağustos 2019, s. 20) sayısında yayımlanan "Çizgi"sini okumaya çalışacağız. 

İddialı bir kanaat bildiriminde bulunayım; kültür, sanat, edebiyat dergilerinin Ağustos 2019 tarihli nüshalarında kayda değer "değer"lerin başında bu "çizgi" geliyordu. Dolayısıyla hakkında konuşulmalı, yazılmalıydı. Fakat, takip edebildiğim kadarıyla bu da olmadı. Ömer Lekesiz, Mete Çamdereli gibi hassas Hasan Aycın okuması yapanlar bile görmedi. Velhasıl "Çizgi" yer aldığı derginin sayfaları arasında kalakaldı. 

Üstad Aycın'ın 18.6.2019 tarihli imzasını taşıyan "Çizgi", iki ana unsurdan oluşuyor: Kara bir köpek ve çıplak görünümlü bir adam. 

Önde bulunan ve sahibi tarafından bir iple tutulan köpek baş, kulak, boyun, gövde, kuyruk, bacaklar ve ayaklar, hatta ayaklarla sahibin ayakları arasında bağ oluşturan sembolik bağlar olmak üzere bütün unsurlarıyla kara, kapkara... 

Çıplak görünümlü adam ise, köpeğin boynuna geçirdiği ince bir ipi, sağ eliyle tutmuş. İpi tutan el önde, diğeri arkada. Her iki el ve kol normal bir yürüyüş formuna delalet ediyor. Zorlanma yok, tersine sükûnet hakim. Sol koldaki üç noktalı pazubat, teslim olunmuşluk hissini yansıtan bir edayla köpeğin ardı  sıra giden adamın seçkinliğini imliyor. 

Çıplak görünümlü seçkin adamın görsel bakımdan en dikkate değer yönlerinden birisi de gözündeki gözlükler. Bunlar, köpeğin rengine bulanmış: Kapkara. 

Kara köpeğin ayaklarıyla adamın ayaklarını birbirine bağlayan sembolik kara bağlar ile (köpeğin izleri de diyebiliriz bunlara; adam bu izleri takip ediyor harfiyyen) kapkara gözlük aynı şeyi imliyor: Köpeğe tabi olup uymayı. Fakat köpekle adamın ayakları arasında madden tasarlanan kara bağ, köpekle gözlük ve adamın gözleri arasında uzaktan (maddi bağsız) bir nitelik arz eder. 

Gözlük, ayrıca seçkin adamın körlüğünün bir delili. Bu körlük, onu bu kara köpeğe mecbur etmiştir. 

Hareket halindeki köpek ve adamın görünümlerinde dikkat çeken başka bir husus, boyutlarındaki ölçüsel uygunluktur. Köpek adamın yaklaşık üçte biri kadar çizilmiştir, diğer ifade ile adam köpeğin şöyle böyle üç katı. 

Bütün bu kompozisyon, herhangi bir absürtlük taşımamakta; tersine bir olağanlığa denk düşmektedir. Şu halde "Çizgi"nin başarısı ne absürtlükten ne de olağanötelikten kaynaklanmaktadır.

"Çizgi"nin başarısı kanaatimce, çağımız zihniyet ortamına dair göndermeler taşımasındadır. 

Adaleti "siyasetin köpeği" şeklinde tavsif eden bir algı operasyonu çağında, Hasan Aycın'ın işbu "Çizgi"sini başka nasıl okuyabiliriz?

Fakat bu "Çizgi"nin daha trajik ve kahredici cümlesi şu; artık köpektir otarıcı!

12. 02. 2020

Hiç yorum yok: