6 Şubat 2020 Perşembe

AŞKAR, 45 ŞİİRLERİ

Aşkar’ı gecikmeli okudum, belli. Ocak’ta çıktı, üç aylık. Mart başında okudum. Gecikmeli işte.
Dergi şiirle açılıyor, üstelik kapaktan. Şu dörtlüğü alınmış Dertli’nin:
“Biz Şirin elinden aşk meyin içtik
Hak ile bâtılı fark edip seçtik
Varlık dağlarını deldik de geçtik
Ferhâd olsak da bir olmasak da bir”
Dertli’nin Ferhâd olmaya ihtiyacı yok. Adı üstünde, o Dertli. Dertli olduktan sonra, Ferhâd’lığa ne hâcet.
Şair Dertli’ye yapılan atfı şuracıkta bırakıp, Aşkar’daki dertli şiirlere bakalım. Hal ve gidişat dersinin sillesini yiyen, mağlubiyet tedrisatından geçen, siyasetname kitabını tersinden okumak zorunda kalan, uçuruma itilen, sus-pusluğa konuşlandırılan… insanların her bir derdiyle dertlenen şiirler!.. Var mı Aşkar’ı bu bağlamlarda tırısa kaldıran şiir?
Var. İrfan Dağ’ın şiiri. “Ciğerde Biriken Tortu” diye başlayan ve içinde “Business Mezarlık”, “Şakacı Bürokrat” gibi tamlamalar geçen dokuz kelimelik bir başlık. Bir bölüm okuyalım:
“Tutup saçlarımı ciğerimden çıkar beni
Siyaset şirkinden bürokrasi şirkinden koltuk şirkinden
Allah’ın merhametini anlat onlara belki anlarlar belki anlamazlar
Ancak anlat sıcak yuvaları dağılmadan anlat klimalı arabalarında anlat
Milletin mazotunu yakarken anlat VIP iken anlat
Mezarlıklarda VIP’in geçmediğini anlat
Anlamazlarsa ciğerimde biriken tortu
Ağzımdan akan hınç
Kardeşim İbrahim
Ömer’in öfkesi
Geçmeyen dolar
Satın alınmayan adamlar…” (s. 4)
Burada kalalım. Başka şiirlere de kalsın birkaç cümlelik yer…

Vural Kaya’nın “Benim Körlüğüme Gelmiş Meğer” şiirinde uzun dizeler ağır aksak makamında ilerliyor. fakat buraya kaydedebileceğimiz dizeler yok değil bu şiirde:
“benim kimsesizliğime gülmüşler de meğer benim evvel vaktime düşmüş gölgem/mezat etmişler böyle böyle hayatı; hayta bir oğlana benzetmişler gibi” (s.  8 )
“ne ki bir çare aranıp avareliğe; ağır-ah’larıma gidip gidip müslüm dinlemişim/müslüm dinlemişim bach ile müslüm gürses’i harman etmişim de, öyle dinlemişim” (s. 9)

Emre Öztürk’ün “ideal beklentiler ve yorgun atlar” şiirinden de aktaralım:
“bir güzel orman mesela, uzun bir kış bazen
ilk aşk gibi mazruf, ilk meyve kadar gök
şarkının şarktan gelmesi kadar çiçek sonra
duvarlar

Bu yazı daha önce şu linkte yayımlanmıştır: Tıklayınız.




Hiç yorum yok: