Aşkar’ı gecikmeli okudum, belli.
Ocak’ta çıktı, üç aylık. Mart başında okudum. Gecikmeli işte.
Dergi şiirle açılıyor, üstelik
kapaktan. Şu dörtlüğü alınmış Dertli’nin:
“Biz Şirin elinden aşk meyin içtik
Hak ile bâtılı fark edip seçtik
Varlık dağlarını deldik de geçtik
Ferhâd olsak da bir olmasak da bir”
Dertli’nin Ferhâd olmaya ihtiyacı
yok. Adı üstünde, o Dertli. Dertli olduktan sonra, Ferhâd’lığa ne hâcet.
Şair Dertli’ye yapılan atfı şuracıkta
bırakıp, Aşkar’daki dertli şiirlere bakalım. Hal ve gidişat dersinin sillesini
yiyen, mağlubiyet tedrisatından geçen, siyasetname kitabını tersinden okumak
zorunda kalan, uçuruma itilen, sus-pusluğa konuşlandırılan… insanların her bir
derdiyle dertlenen şiirler!.. Var mı Aşkar’ı bu bağlamlarda tırısa kaldıran
şiir?
Var. İrfan Dağ’ın şiiri. “Ciğerde
Biriken Tortu” diye başlayan ve içinde “Business Mezarlık”, “Şakacı Bürokrat”
gibi tamlamalar geçen dokuz kelimelik bir başlık. Bir bölüm okuyalım:
“Tutup saçlarımı ciğerimden çıkar
beni
Siyaset şirkinden bürokrasi şirkinden
koltuk şirkinden
Allah’ın merhametini anlat onlara
belki anlarlar belki anlamazlar
Ancak anlat sıcak yuvaları dağılmadan
anlat klimalı arabalarında anlat
Milletin mazotunu yakarken anlat VIP
iken anlat
Mezarlıklarda VIP’in geçmediğini
anlat
Anlamazlarsa ciğerimde biriken tortu
Ağzımdan akan hınç
Kardeşim İbrahim
Ömer’in öfkesi
Geçmeyen dolar
Satın alınmayan adamlar…” (s. 4)
Burada kalalım. Başka şiirlere de
kalsın birkaç cümlelik yer…
Vural Kaya’nın “Benim Körlüğüme
Gelmiş Meğer” şiirinde uzun dizeler ağır aksak makamında ilerliyor. fakat
buraya kaydedebileceğimiz dizeler yok değil bu şiirde:
“benim kimsesizliğime gülmüşler de
meğer benim evvel vaktime düşmüş gölgem/mezat etmişler böyle böyle hayatı;
hayta bir oğlana benzetmişler gibi” (s.
8 )
“ne ki bir çare aranıp avareliğe;
ağır-ah’larıma gidip gidip müslüm dinlemişim/müslüm dinlemişim bach ile müslüm
gürses’i harman etmişim de, öyle dinlemişim” (s. 9)
Emre Öztürk’ün “ideal beklentiler ve
yorgun atlar” şiirinden de aktaralım:
“bir güzel orman mesela, uzun bir kış
bazen
ilk aşk gibi mazruf, ilk meyve kadar
gök
şarkının şarktan gelmesi kadar çiçek
sonra
duvarlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder