Bazı insanlarla aynı dönemde yaşamak güzeldir, bilhassa insana hayrı ve
güzeli hatırlatmak derdinde olanlarla. Onlar hep ümitvardırlar, ters de
çıksalar, kızsalar da hallerinde iyi bir niyet, insanı doğrultucu saf bir çaba
görürsünüz. Cevat Akkanat’ın 1993-2004 yılları arasında çeşitli gazete ve
dergilerde yazdığı yazılardan oluşan ve Okur Kitaplığı’ndan Nisan 2015’te
“Şiirin Şiddeti” ismiyle bir araya getirilen bu eleştiri metinleri, inanıyorum
ki okuyan herkeste, onun da bu türden halis insanlardan olduğu duygusunu
uyandırır ve bu onlara da aynı sevinci yaşatır. Kendisini uzun uzun tanıtmaya
pek ihtiyaç yok, yıllardır yazdığı şiirlerle, eleştiri metinleriyle o kendisini
en güzel şekilde tanıtmıştır.
Onun mağrur ve muzaffer bir sese sahip olduğu herkesçe malumdur ve zaman
zaman eleştirilerini kitabın ismiyle müsemma bir şiddetle yaptığı da. Fakat her
daim karanlığa, yanlışlara dikkatimizi çeken şair, işi orada bırakmaz ve en
hakkaniyeti çözüm yollarını sunmaya çabalar ve bunu yaparken de ter ü taze bir
dua gayesiyle dinleriz sözlerini.
Kitabın ilk kısmı Akkanat’ın dünyada, ülkede, edebiyat ortamlarında gördüğü
her eğriyi doğrultmaya çalıştığı yazılarından oluşuyor. Bu bölüm toplam 17
yazıdan oluşuyor. Yazıların özellikle bir şairin elinden çıktığını aşikâr edecek
kadar şiirsel ve titiz olduğunu görüyoruz. Bu yazılarında Akkanat, zaman zaman
bize şiirimizin menşeini hatırlatırken, zarif bir dille şiirimizin tarifini de
yapıyor. Ama her daim, karşı durulana taviz vermeden, gerektiği vakit sözü hiç
yumuşatmadan… Belki de bu yüzdendir ki, ilk kısımda “pısırıklık” korkaklık”
rahatlık” “kralcılar” “ablak suratlar” “ hak karşıtları” gibi ifadeleri de
okuyoruz çokça. Şiirin Şiddeti isimli bu bölümde altı çizilebilecek birçok
satır olmasına rağmen, birkaç alıntıyla ilk bölümü tamamlayalım:
“Şiir rahatsız etmelidir. Bir kere daha rahatsız etmelidir. Kurulu bütün
dizgeleri. Kuralları. Kurulları. Yasa(k)ları?”
“Evet, siz mıymıntı sözler ve munis
tavırlarla, safran suratlı bunalım fabrikasyonu ‘şey’ler ürete durun, biz bağıracağız,
çığlıklar atıp kederli ve sevinçli şenlikler kuracağız, çünkü biz şiirin
haykırmaktan ve diklenmekten geçtiğini, devingenliğin şiirde birinci şart
olduğunu iddia ediyoruz.”
“Belli bir devrin, bir kuşağın, bir zümrenin değil; bütün edvarın, geniş bir
aşkın, bütün dünyalıların şiiri: Evrensel Şiir!”
“Asl’ a dönüşün, varlığı ve tekliği kavrayışın, hakiki oluş’un şiiri.”
“Şiir sizi çağırıyor. Şiir sizi savaşa çağırıyor. Savaşın kızaran şiddetine
davet ediyor:‘Arkadaş Savaş’ diyor şair. Gel.”
Kitaba ismini de veren bu ilk bölüm, içindeki o dua nefesinden olsa gerek
kapanışını “Bir Duaya Sığınmak” isimli yazıyla yapıyor. Ve Müslüman sanatçıya;
Yeter ki, İslam’ın nefesini doya doya içine çekebilsin. İlhamını Kur’an-ı
Kerim’den alabilsin” diyerek tek çıkar yolu sunuyor.
“Şiirin Şiddeti” isimli kitabın ikinci bölümü, “Şiddetin Tahlili” ismiyle
okura sunuluyor. Bu bölüm ilk bölüme göre daha hacimli ve toplam 23 tahlil
metninden oluşmakta. Bu bölümde Akkanat, usta şairlerimizin şiir tahlillerini,
ilk bölümde bize sunduğu esaslar süreğinde sunuyor.
Son söz olarak, diyebiliriz ki, elinizdeki eser genç şairlere direnç için,
doğruda ısrar üzerine iyi bir destek sağlamakla birlikte içerdiği eleştiri
metinleriyle, yaşadığımız dönemde ismini sıkça duyduğumuz kimi usta şairlerin
de şiir dünyalarına girmemizi sağlıyor. Ve pek tabii, en başta şair Cevat
Akkanat’ın poetikasını anlamamıza…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder