14 Mart 2019 Perşembe

AĞUSTOS'TA TAM DA BEN MISIR YEMEYE OTURMUŞKEN...

kim bilir başka kimler söyle mısır yiyordu
mısır olmasa da olur ayran yudumlasın birçoğu
hava kızgın diyorlar ya karada durum ne
var mı derede balık Hay Allah diyecektim denizde
sayıklar insan bazen jandarma geldiğinde gündeme
"beni dama gönderme diyorduk" çocukken gülmekten kırılıp
dikkat çekilince ne latif olurdu millet bakın yine öyle
üç-beş g'den bildiri: sıkı dursun mahalleli şu deli
ben mısır yiyorum kapı komşum pastane cildinden belli
gürültü çıkarıyor çim biçme makinesi çünkü otlar kurumuş
hemşire emzirmesin bozulmasın memesi
çavuş acemi çağırır gelesi memleket hergelesi
ağustos eylüle varınca mırıldanır hüzün atlasının sesi
hüzzam makamında bir mevt: "misak-ı milli bankası"
general oldu kimi albay jimnastik yaptı oyna amiral battı
paylaşım var şu ara eski polis devleti yeni askerî bölge
ana haber portalında postaldan geçilmiyor
şairler arasından başrahip seçilmiyor
kim konuşur böyle kefen giymiş baştan başa aşağı
tek cümlelik bir ömür hayat veriyor bana
"- pencereye bak hele bak bakalım şu cama..."
"- bi tanem ölüyorum sen şu cana baksana!"

Bursa, 4 Ağustos 2009

İlk kez Akatalpa dergisinde (Ekim 2009, Sayı: 118) yayımlanmıştır. 

Hiç yorum yok: