“çölde şiir gezdiren kertenkele oldum” (s. 45).
Öncesi ve sonrası değil, bu dize, Dilek Değerli’nin “Çölde Açan Göl” adlı
şiirini nazarımda değerli kılan. Şiirin son bendinde, bana doğru kaş göz eden,
aman beni de gör diyen şu dizeleri de kayıt altına almalıyım:
“Bazen yumuşak bakışlı bir dize örtüyorum kaktüse
bazen de kaktüs çiziyordu
unuttuğum şiddetinizin panterini derime.”
Sonra Ruhsan İskifoğlu’nda takılıp kalıyorum, “Gereklilik Kipi” ve “Her
Nasılsa” (s. 47) adlı şiirlerine. İyi bir kumaşın sesi geliyor şiirlerin
içinden: Tanpınar çağına ait harf kuşları uçuyor dudaklardan sanki…
İkincisinden alıyorum: “unutalım, bir tat gelir gıcırdayan yazdan
sonsuzca gösterilir kereste siparişi
şarkı söyler kuruntularımız”
Şiiri Özlüyorum’un bu sayıdaki daha esaslı işi “Burada Herkese Yer Var”
dizi şiirleridir. Öncelikle neden “Burada herkese yer var.” bahsi açılabilir.
Çok kültürlü bir coğrafyanın mensupları olarak, “öteki’siz” bir toplum
temennisi olmalı. Böyle olmalı, yoksa her bir farklılığımızdan ötürü yaratılan
her bir “öteki”, topyekun ve ortak ölüm ilamı anlamına geliyor…
Hüseyin Peker’le başlayan Devrim Horlu, Sedat İpek, Çağın Özbilgi, Hakan
Unutmaz, İdris Zengin, Hanifi Yiğittekin, Emin Kaya, Erkan Karakiraz, Ahmet
Çınar ile devam eden ve Beytullah Kılıç’la tamamlanan “Burada Herkese Yer Var”
serisi, bazı çürük halkalar hariç, takdire şayan demek istediğim bir çalışma.
Sözlerimizi, bazı alıntılara ulayabiliriz:
“Burada herkese yer var
Çünkü ben bir taşra yolcusuyum şimdi
Kuyuları anlatmaya gelmiştim şehirdeki çocuklara
Yanımda kekeme bir kış ve temize geçmemiş şiirler taşıyorum nicedir
Yazımı ve kozamı ören bir anneyedir gidişim
Elvedam üzüme ve inciredir şimdi
Üç kazak giyip uyuyan bir şair abim var benim” (S. İpek, s. 67)
“hani bir tek seni çıkarsam dünyamdan
dünyanın bütün ağaçlarındaki yapraklar hışırdar” (Ç. Özbilgi, s. 68)
“erkeze yer var. burada herkeşe yer
vor. burda herkese yer var. purda herkese yer
var. burada herkasa yir var. burıda heekese
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder