Şair, dil aracılığı ile varlık, nesne ve kavramlara farklı işlevler yükleme ustasıdır. Ustalık dediğimize göre, onun işinde bilinçli bir yatkınlık vardır. Özel tercihleri, öznel uygulamaları barındırır bağrında.
İlgili ve fakat dikkatsiz okuyucuysak, şairin söylediklerinden pek bir şey çıkaramaz, anlaşılmazlık tezgâhını çevirip geçer gideriz. Söz ustasının ortaya koyduğu eseri yoğun bir mesai ile okuyorsak, işimiz kolaylaşacaktır.
İşbu noktada, Cemal Süreya nın birkaç metni üzerinde durmak ve onun "köpek" mefhumuna yüklediği anlamları sorgulamak istiyorum.
Şair, 1957 de yazdığı "Aslan Heykelleri" başlıklı şiirinde (Sevda Sözleri, YKY, İst., 1996, s. 31) şöyle demiş:
"En olmayacak günde geldin tazeledin ortalığı
Alıp kaldırdın bu kutsal ekmeği düştüğü yerden
Bunlar hep iyi şeyler ya öte yanda
Olsa yüreğim yanmayacak aslan heykelleri
Ama yok aslan heykelleri var köpek
Delikanlı bir köpeği var onunla yatıyor
Adalet Hanım iki kişilik karyolasında
Bozulmuş burjuva ahlakına örnek"
Bu metnin son üç dizesi bizi ilgilendiriyor. Yüzeysel bakış sahiplerinin "ahlâksızlık" hatta "sapıklık" gibi adlandırmalarla yargılayacağı bu dizeler, sadece "Adalet Hanım"ı değil, onunla birlikte şairi de topa tutturacaktır. Üstelik Cemal Süreya buna çanak da tutmaktadır: "Bozulmuş burjuva ahlakı" demesi bu yüzden. Fakat biz farklı bir durumdan söz edeceğiz. Şairin "Adalet Hanım" ile ülkedeki fiili sosyal (hukukî) yapıyı tenkid ettiğini söyleyeceğiz. Peki "Adalet Hanım"ın koynuna aldığı "köpek" neyin nesi? Elbette olumsuz yapının dayanakları, yardımcıları, payandaları...
Cemal Süreya "Tristram" (s. 58) başlıklı şiirinde ise şöyle demiş:
"Altmış köpek havlaması taşıyan karnında
kimler gördü o hayvanı onlardan biri o da"
Her ne kadar şair "Tristram" şiirine "Fransızca kitapta fazla bilgi arama/Ne de Sir Thomas ın yazdıklarında" diye başlasa da, biz işimize bakacağız.
Önce yaptığımız araştırmalardan bir kısım işe yarar bilgileri paylaşalım: Şairin başlık olarak kullandığı "Tristram", bir romandan emanet alınmış, "Tristram Shandy"den. Laurence Sterne‘in 1759‘da yayımladığı "Tristram Shandy" adlı roman, aynı zamanda kahraman-anlatıcısının adını taşıyor. Türkçe de "Beyefendinin Hayatı ve Görüşleri" alt başlığı ile (YKY; Çev: Nuran Yavuz) yayımlanan kitaba Orhan Pamuk bir önsöz yazmış. Bu önsözde roman kahramanı "Tristram" ile ilgili tanıtıcı bilgiler de yer alıyor: "Hiç durmadan anlatan, anlattığına kendini kaptırıp giden, şakaları, kelime oyunları, gevezelikleri, bizi hayret ettirebilme yeteneği, tuhaflıkları, saçmalıkları, çocuksuluğu, saplantıları ve takıntılarıyla bizi hep gülümseten, akıllı, zeki, kültürlü, görmüş geçirmiş, ama bir yanıyla da hep muzip bir çocuk kalmış olan" Tristram, "...doğumdan önce nasıl, hangi tarihte peydahlandığını, babasının doğum (ve) hayat üzerine görüşlerini uzun uzun anlatır gibi yapar. Ama bu konuların hiçbirinin üzerinde öyle uzun uzun durmaz. Bir ağacın bir dalından öbürüne sürekli yer değiştiren ve dur durak bilmez bir hızla ve neşeli (bir) serçe gibi, hızla konudan konuya sıçrayarak ilerler. Çoğu zaman hikâyesinin nereye doğru gittiğini bilmediği izlenimini uyandırır okuyucuda."
Bunca aktarmadan sonra, "Altmış köpek havlaması taşıyan karnında" dizesinde pusuya yatmış "köpek havlaması"nın düşünülecek bir yanı kalmamıştır. Şu saatten itibaren bu şiir için "anlamsızlık" teranesi dile dolanmamalıdır! Fakat başka bir hususu da unutmayalım: Her iki "Tristram", verili olumsuz ortamlara karşı kurulmuş sığınak metinlerdir. Bu yönüyle, en azından şair Cemal Süreya nın "Tristram"ına köpek sesleri konuşlanmıştır?
Cemal Süreya "İşte Tam Bu Saatlerde" (s. 68) başlıklı şiirinde "Köpekler gizli bir dağı havlar" der. 1967 de yayımlanan Ortadoğu şiirinin 3. bölümünde (s. 110) "Havlıyor barut/Sarartıyor gök kumaşını" dizelerine yer verir. Fakat onun "Kurt" (s. 120) şiiri "Köpek" mefhumu için daha bir önem taşır:
"Kurt altı yavru doğurur
Köpek olur bunlardan biri"
Acaba, diyor insan, "Altı yavru" ile kastedilen altı ilke, altı ok olabilir mi? Bu arada, "bunlardan biri" ile acaba "milliyetçilik" mi belirtilmek isteniyor?!
"Onlar İçin Minibüs Şarkısı" (s. 130), "Oteller Hanlar Hamamlar İçin Sürekli Şiir (s. 163), "Bir Kış" (s. 257) "Çıkmaz Sinir" (s. 281) başlıklı metinleri "köpek" mefhumu üzerine yoğunlaşacak okurlar tarafından dikkatle incelenmelidir. Bu metinleri bu şekilde sizlere havale ettikten sonra, bu yazıyı aklımıza düşüren metne geliyor sıra: Şairin 1969 da Papirüs te yayımlanmış "Vakit Var Daha" (s. 102) başlıklı şiirine. Bu şiirde şöyle söylemiş Cemal Süreya:
"Hafif kanlı Chevrolet ler, hırslı Pontiac lar, kıranta Buick ler/ Gürültüyle akıp gidiyor General Motors un enikleri; / Ve ağır kıçlı, geniş çeneli, soluklu arabaları Ford un;/ Ve ağaçlar görüyor, gözlüklü, iri kıyım Chrysler ailesini"
Bu yazı ilk kez 27 Eylül 2006'da Milli Gazete'de yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder