7
kuşlarımızı uçuracağız. gagaları ekmek kırıkları, dilleri türküler dolu.
durup uzun uzun seyredeceğiz onları. gittikleri gökleri resmedeceğiz.
sonsuz bir beyaz çıkacak surette.
içimizden birisi, “bu bir hiçliktir!” diyecek, “boşa gitti bütün
emeklerimiz...”
bir başkası, içimizden: “olur mu?” diyecek.
“olur ya!” daha bir başkası...
gülüp geçenlerimiz de olacak, tarih tutacak olanlarımız da.
türküsünü mırıldananlarımız, korku ıslığı çalanlarımız...
yanıp tutuşanlarımız ak pak yüreklerle, sevdayla kanatlananlarımız...
sulak topraklar gibi, bol verimli hayatlar yaşayan eylem adamları...
erdemi bir an olsun unutmayan eylem adamları...
anlamını andın, dudağındaki mırıldanmanın anlamını, karşı koymanın,
sevginin ve savaşın andını taze tutan eylem adamları...
diyenler: gerçek biziz ve tarih oluşur bizden...
acının ve aşkın, hüznün ve aşkın, aşkın ve aşkın, her dem uyanık
duranları...
kuşlarımız uçuyor ve kanatları havalı...
adıyla O’nun
Likâ Edebiyat, S. 7 (1 Ekim 1998), s. 1.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder